Yaşlanmak olgunlaştırır

Genel kanaatin aksine yaşlanmaya bağlı değişimler, özellikle ruhsal alandaki gelişmeler zannedildiği ölçüde kötü şeyler değildir.

Hatta bazı araştırmalar yaşlılık sürecinde ortaya çıkan kişilik değişimlerinin çoğunun "olumlu ve yapıcı" olduğunu gösteriyor. Mesela çoğu insan yaşı ilerledikçe daha "uzlaşmacı ve anlayışlı" birine dönüşüyor. Tanıdığım birçok yaşlının yaşları ilerledikçe çevreleriyle daha iyi ilişkiler kurma konusunda eskiye oranla daha çok çaba gösterdiklerini ben de net ve açık olarak gözlüyorum. Bana göre de "uzlaşmacılık eğilimi" yaşlanmanın önemli ve dikkate değer olumlu değişimlerinden biri.

İYİ BİLGİ

YAŞLANDIKÇA HOŞ GÖRÜRÜZ

Yaşlanmanın bize daha çok "hoşgörü" ve "affedicilik" yeteneği bağışladığı, bizi mükemmele yakın bir "esneklik" kabiliyeti ile taçlandırdığı da kesindir. Bitmedi! Eğer "zarafetle" ve "bilgece" yaşlanmayı becerebilirseniz -ki çoğu yaşlı bunu farkında olmadan başarır- yaşlandıkça daha "disiplinli", daha "öz kontrolü yüksek" biri haline geliriz.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

AKLINIZDA OLSUN

YAŞLANMAK MEMNUNİYETİ ARTTIRIYOR

Dr. Daniel J. Levitin, "Başarılı Yaşlanma" kitabında (Tellekt Yayınevi 2023 İstanbul) yaşlanma sürecinde oluşan olumlu kişilik değişimlerinden birinin de "kendinden daha çok memnun olma yeteneği" olduğunun altını çiziyor. Dr. Levitin'e göre, "Yaşlılar eskiye oranla hallerinden daha çok memnun kişilerdir. 'Duygusal denge', yaşlılıkta hatırı sayılır ölçüde artmıştır. Yaşlılar kendi kendilerine daha çok yeterler. Yaşlıların tehlikeli davranışlara yönelme ihtimalleri daha düşük bir olasılıktır. Ve ayrıca yaşlılar ahlaken daha sorumluluk sahibi olup yeni tecrübelere daha az açık olma eğilimindedirler".

Daniel J. Levitin

Bana göre de Dr. Levitin kesinlikle haklıdır. Yaşlanma süreci bize "daha fazla uzlaşmacılık, sorumluluk duygusu, minnettarlık, şükran eğilimi, affedicilik, daha etkin bir duygusal denge hali, daha güçlü bir mutluluk arayışı, daha çok hoşgörü,
öz kontrol ve ruh sağlığı denetimi
" de kazandırmaktadır. Bitmedi! "Kaygı ve benzeri ruhsal sorunlar, depresyon eğilimi gibi duygu durum değişiklikleri" de 60'lı yaşlardan sonra giderek azalma eğilimindedir. KISACASI YAŞIMIZ İLERLEDİKÇE BEDENLERİMİZ YAVAŞ YAVAŞ YIPRANIRKEN RUHLARIMIZ GİDEREK DAHA DA OLGUNLAŞIYOR.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


Eğer mükemmel yaşlanmayı becerebilen biriyseniz uygulayabileceğiniz basit ve sıradan bazı reçetelerle yaşlanmaktan korkmamanız gerekiyor. "Peki, o reçetede neler var hocam" diye soracağınızı biliyorum, sizden biraz daha sabır isteyip o reçeteyi biraz daha sonraya bırakıp önceliği "NEDEN YAŞLANIYORUZ" sorusunun cevabına veriyorum.

İYİ BİLGİ

NEDEN YAŞLANIYORUZ

Yaşlanma döngüsünün tek bir sebebinin olmadığı günümüzün kesinleşmiş bir bilimsel kanaatidir. Yaşlanma alanındaki araştırmalar gösteriyor ki yaşlanmanın farklı hücresel ve metabolik nedenleri var: "Kök hücreler"in yaşlandıkça yavaş yavaş azalması, hücrelerin enerji üretim merkezleri olan "mitokondriler"in görevlerini yeterince yapamaması, yaşlanmış "zombi hücreler"in giderek çoğalması ve ürettikleri iltihaplandırıcı moleküllerle genç hücrelerin de görevlerini aksatması, hücreler arası "iletişim bozuklukları"nın devreye girmesi, "DNA hasarları"nın genom dengesizliğini tetiklemesi, kromozomlarımızın ucundaki koruyucu başlıkların yani "telomerler"in aşınıp kısalması, hangi genlerin açılıp -konuşup- hangi genlerin kapanacağına -susacağına- karar veren "epigenom" değişikliklerinin devreye girmesi, hücrelerde "sağlıklı protein üretimi ve dengesi"nin bozulması, metabolik kayıpların yol açtığı "yanlış hücresel besin algılamaları" ve "hücreler arası haberleşmedeki aksamalar