Unutmayın... Egzersizle kök hücrelerinizi bile artırabilirsiniz

Kök hücreleri güçlendirmek ve sayıca arttırmak rejeneratif tıbbın en önemli hedeflerinden biri.

Bu hedefe ulaşmanın en etkili ve ucuz marifetlerinden biri ise egzersiz. Zira yeni araştırmalar egzersizin yeni bir marifetini daha ortaya koyuyor. Egzersiz sadece hücresel faaliyetleri canlandırarak doku ve organlarda görülen "yaşlandırıcı kayıpları" yavaşlatmıyor, düzenli egzersiz yapanların "kök hücre sayısı" bile artabiliyor. Kök hücre sayısındaki bu artışın özellikle yaşlanmaya bağlı kas ve kemik kaybını yavaşlatmada etkili olacağı anlaşılıyor. Benim de kanaatim bu yönde. Zira elimizdeki bilgiler düzenli ve etkili egzersiz alışkanlığının öncelikle kas ve kemik dokusundaki kök hücrelerin sayısı ve etkinliğini arttırarak, bir taraftan doku kaybını önlerken diğer taraftan doku tamiri ve yeni doku yapımını desteklediğini gösteriyor. Unutmamamız gereken mühim bir ayrıntı daha var: Eğer kök hücre sayımızı arttırmak istiyorsak sadece aerobik egzersizlerle yetinmemeli, mümkün olduğu ölçüde direnç ve ağırlık egzersizlerine de vakit ayırmalıyız. Anlaşılan o ki düzenli egzersiz alışkanlığı iyi yaşlanmanın öncelikli vazgeçilmezlerinden biri. Hatta en güçlü ilacı ve hekimi.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

UNUTMAYALIM: Düzenli egzersiz alışkanlığı bize yalnızca daha çok enerji fabrikası mitokondri kazandırmakla kalmıyor, yaşlı mitokondrilerimizi yok edip yerlerine yeni ve genç mitokondriler üreterek, genetik kodlarımızı epigenetik güçle değiştirerekyeniden düzenleyerek ve kök hücre sayımızı arttırarak da sadece ömrümüzü ömür katabiliyor.

İYİ BİLGİ 1
'AİDİYET' ÖNEMLİ MESELE
İyi yaşamanın da iyi yaşlanmanın da sadece bedensel değil, ruhsal çabalar da gerektirdiğini sık sık hatırlatıyorum. Yalnızca bedensel yaşlanmaya odaklanmanın yetmeyeceğinin, psikolojik yaşlanmayı da bir orkestra şefi gibi yönetmenin öneminin altını sık sık çiziyorum. Psikolojik yaşlanmayı etkileyen mühim faktörlerden birinin de "aidiyet duygusu" olduğunu tekrar hatırlatırım. Ruh sağlığı uzmanları aidiyet duygusunu "manevi yaşamla, inanç ilişkileriyle, sosyal gruplarla -aile, komşu, iş arkadaşları, hemşerilik ilişkileri-, mekânlarla ve diğer sosyal olgu ve oluşumlarla bireysel ve kolektif, samimi, saf ve temiz, derin bağlar oluşturmak" olarak tanımlıyor. Günümüzün en önemli sağlık tehditlerinden biri kabul edilen "yalnızlık meselesi" ile mücadelede aidiyet hissinin önemini ise ısrarla vurguluyor. Aidiyet hissi eksikliğinin bizi sadece yalnızlaştırmadığının, depresyon ve diğer duygu durumu bozukluklarının tuzağına düşme ihtimalini de azalttığının altını bir kez daha çizelim.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

İYİ BİLGİ 2
YENİ İKSİR TAURİN Mİ
Taurin bir aminoasit. Onu normalde kendimiz de üretebiliyoruz. Üretimin en çok olduğu organlar kalp, beyin ve üreme organları. Taurini besinlerle de -özellikle hayvansal gıdalarla- kazanmamız mümkün. Yeni araştırmalar son yıllarda fiziksel performansı arttırmak ve dayanıklılığı geliştirmek amacıyla sporcular ve gençler tarafından uzun yıllardır zaten kullanılan bu önemli aminoasidin sağlığı iyileştirme ve ömrü uzatmada da işe yarayabileceğini düşündürüyor. Araştırmalar henüz yeni ve yeterince tekrarlanmış olmasa da mevcut veriler oldukça güçlü ve umut verici. Şimdilik daha çok et, kümes hayvanı ve deniz ürünü tüketerek taurin kazanımınızı arttırmakla yetinebilirsiniz.