Trabzonspor zirveye yürüyor, futbol güven arıyor

Süper Lig'de ilk 10 hafta geride kaldı. Galatasaray 28 puanla liderlik koltuğunda oturuyor. Hemen arkasında 23 puanla Trabzonspor, 22 puanla Fenerbahçe, 17 puanla Beşiktaş var. Ligin zirvesinde puan farkları küçük, rekabet büyük.

Trabzonspor cephesinde tablo umut verici. Bordo-Mavililer, geçen sezonun çalkantılı döneminin ardından bu yıl hem oyun planı hem de takım bütünlüğü açısından belirgin bir ilerleme gösterdi. Kadronun oturması, yeni transferlerin katkısı ve teknik ekibin istikrarlı yaklaşımı, Trabzonspor'u yeniden zirve yarışının güçlü adaylarından biri haline getirdi.

Saha içinde ise Trabzonspor, uzun zaman sonra yeniden özgüvenini bulmuş durumda. Hücumda Onuachu ve Augusto üretken, savunmada Kaleci Onana, Savic ve Batagov dirençli bir görüntü sergiliyor. Kadro derinliği ve genç oyuncuların katkısı, sezonun ilerleyen haftaları için olumlu sinyaller veriyor.

Eğer bu performans korunur ve saha dışı gürültüler oyunun önüne geçmezse, Trabzonspor'un zirve yarışında söz sahibi olacağı kesin. 1 Kasım cumartesi akşamı oynanacak GS-TS mücadelesi, şimdiden heyecanla bekleniyor.

Ancak futbolumuzun manzarasında sadece saha içi yok. Son günlerde ortaya çıkan ve içlerinde Fifa kokartlı Zorbay Küçük'ün bulunduğu 150 hakemin bahis oynadığı iddiası, Türk futboluna derin bir gölge düşürdü.

Bu iddia doğruysa, mesele yalnızca bir etik sorun değil; futbolun en temel dayanağı olan adalet ve güven duygusunun zedelenmesi anlamına geliyor.

Hakemlik, oyunun vicdanıdır. Taraftarlar, futbolcular, kulüpler; herkes hataları tolere edebilir ama kasıt ya da çıkar ilişkisini asla kabul etmez. Bu nedenle TFF'nin ve MHK'nın süreci şeffaflıkla yürütmesi, kamuoyuna güven vermesi, keskin ve kalıcı kararlar alması şart. 2011 ve sonraki yıllardaki şike soruşturmalarında olduğu gibi "sahaya yansımadı" vs. sebeplerle üstü örtülmemeli. Aksi halde her düdük, her karar tartışma konusu olacaktır.