Futbol yalnızca saha içinde değil, şehirlerin kalbinde de yaşanır. Trabzonspor için Uğurcan Çakır işte tam da böyle bir isimdi: Kalesinde dimdik duran, kaptanlık bandıyla şehrin gururu olan, gözümüzün önünde büyüyen ve Trabzonspor'un son şampiyonluk kupasını kaldıran bir evlat. Ve o evlat, sarı-kırmızı formayı giymek üzere Trabzon'a veda etti
TRABZON'UN YETİŞTİRDİĞİ BİR DEĞER
Uğurcan, Trabzonspor'un alt yapısından çıkıp, yıllar boyunca bu camianın sembollerinden biri oldu. Birçok kez yurt içinden ve Avrupa'dan teklifler aldı, ama o hep "daha vakti var" dedi. Bordo-maviye hizmet etmeyi, bu şehrin çocuklarına örnek olmayı tercih etti. Şampiyonluk kupasını kaldıran kaptan olarak hafızalarımıza kazındı. Şampiyon olduğumuz o gün gözyaşları içinde Trabzon şehrin meydanında yaşadığımız sevinci kim unutabilir
VEDA ZAMANI
Şimdi sıra ayrılıkta. Galatasaray gibi son üç yılın şampiyonu olan camiaya gitmek, Şampiyonlar liginde oynama fırsatını elde etmek onun için yeni bir meydan okuma. Ama bizim için bu veda kolay değil. Çünkü Uğurcan yalnızca bir kaleci değil; Trabzon'un çocuğu, bu şehrin ruhunu sahada temsil eden bir karakterdi. Onun kale direkleri arasında yükselttiği eller, aslında bir şehrin hayalleriydi.
BURUKLUK VE GURUR
Bir Trabzonsporlu olarak kalbimde iki duygu var: Burukluk ve gurur. Burukluk, çünkü sahada artık onu bizim formamızla göremeyeceğiz. Gurur, çünkü Trabzonspor'un yetiştirdiği bir oyuncu, Türkiye'nin en büyük transferlerinden birine imza attı. Türk futbolunda 36 milyon Euro ile rekor kıran bu bedel, aslında Trabzonspor'un üretme gücünün de kanıtı. Yıllardan beri övündüğümüz Ali Kemal, Necmi, Fatih, Serdar, Ogün vd. gibi altyapı gururumuzun son halkası…