İsrail-Filistin sorunu

Laiklik karşıtı, köktendinci, şeriatçı terör örgütü Hamas'ın, İsrail'e ve bini aşkın İsrailli sivil vatandaşa yönelik terör saldırısı, İsrail hükümetinin Gazze'deki Filistinli sivillere yönelik devlet terörüyle sonuçlandı. İsrail'in bu saldırıları sonucunda Gazze'de binlerce sivil Filistinli yaşamını yitirdi.

Önce Hamas'ın, arkasından İsrail'deki sağ görüşlü Binyamin Netanyahu hükümetinin gerçekleştirdiği katliamların, İsrail ile Filistin arasındaki olası bir barışı neredeyse olanaksız kıldığı açıktır. Hem Filistin'de hem de İsrail'de bu katliamları gerçekleştiren tarafların, İsrail ile Filistin arasında bir barışın ve uzlaşmanın gerçekleşmesini istemedikleri açıktır.

İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesine karşı mücadeleyi başlatan ilk örgütlerden birisi Filistin Kurtuluş Örgütü ve El-Fetih adlı siyasi partidir. FKÖ ve El-Fetih laiklik ilkesini benimsemiş bir örgütlenmeydi.

1980'lerin sonunda, Mısır'daki laiklik karşıtı, köktendinci, şeriatçı örgüt "Müslüman Kardeşler"in Filistin'deki bir uzantısı olarak, Hamas adlı örgüt kuruldu. Bu örgüt 1990'lı yıllarda birçok İsrail vatandaşına ve sivillere yönelik terör saldırıları düzenledi. Tel Aviv'de ve Kudüs'te yolcu otobüslerine yönelik intihar saldırıları bunlara dair örneklerdi.

Hamas zaman zaman terör saldırılarına ara vermiş olsa da ve siyasi bir parti olduğunu iddia etse de, gerçeğin böyle olmadığı, 7 Ekim 2023 tarihindeki terör saldırılarıyla bir kere daha kanıtlandı. Hamas teröristleri, İsrail sınırları içinde, gençlerin katıldığı bir müzik festivalini ve çeşitli sivil yerleşim birimlerini bastılar ve kadın, erkek, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan, bini aşkın İsrailliyi katlettiler. Bu İsrail'in tarihinde, İsraillilere yönelik gerçekleşen en büyük terör saldırısı oldu.

İsrail hükümeti bunun üzerine, kendisini bir terör saldırısına karşı savunma gerekçesiyle Gazze'yi havadan bombaladı ve binlerce Filistinli sivilin ölümüne neden oldu. Bu saldırılarda yüzlerce çocuk, kadın ve yaşlı da hayatını kaybetti.

Dünyada birçok medya organı, yaşanan olayların nesnel bir biçimde aktarılması konusunda büyük ölçüde sınıfta kaldı. ABD gibi ülkelerde medya İsraillilerin mağduriyetine odaklandı, Filistinlilerin mağduriyetine asgari düzeyde yer verdi. Türkiye gibi ülkelerde medya Filistinlilerin mağduriyetine odaklandı, Hamas'ın terör eylemlerini neredeyse görmezden geldi. Bu durum, ABD ve Türkiye gibi ülkelerde hükümetlerin ve siyasi partilerin, kamu hizmeti vermesi gereken medyayı, nasıl kontrol ettiklerini bir kere daha gösterdi.