Seçime giderken: Umutsuzluk ve küslük bizlere yakışmaz...

Doğan Kuban hocanın o çok güzel yazısı akla geliyor, umutsuzluk bize yakışmaz diyen ve kaybedilen bir seçimin ardından bizleri cesaretlendirip ayağa kaldıran yazısı... Cumhuriyetin içinde bulunduğu ve bizleri karamsarlığa sevk eden zorluklar karşısında pes etmemiz için iktidarın dirençlerimizi kırmak istemesi karşısında baş kaldıran yazısı.

Bazen biz kendi geleceğimizin bizzat düşmanı olabiliyoruz. Yapacağımız onca iş varken içimizdeki enerjiyi yok etmenin ötesinde eksilere indiren ve vurdumduymazlığa esir eden psikolojik çöküntünün ağır yükü altında kaybolup gidebiliyoruz.

Genel seçimlerde böyle bir durum yaşandı, ama aradan bir yıl geçti ve hâlâ bizzat CHP'li veya demokrat, yurtsever, gelecekte umut ışığı arayan Atatürkçü seçmenlerin bir kısmında dahi olsa bu psikolojik travma yazılıp çizildiği gibi varsa, yazık olur.

İktidar var gücüyle asılıyor. Büyük kentleri bir şekilde düşürürse bu kentlerin bütçelerini de ele geçirip tam bir ekonomik tahakkümünü ilan edecek.

Sadece ekonomik değil. Buralardan aldığı güçle siyasi tahakkümünü de tamamlayacak.

İktidarın hedefi büyük kentlerle birlikte 2028 seçimlerine hazırlanmak ve çok daha geniş bir seçmen kitlesi üzerinde siyasi yönlendirici etkisini katbekat artırmaktır.

İktidar her alanı alabildiğine siyasileştirirken, her şeyden siyasi rant elde etmeyi bir numaralı politikası yaparken, muhalif seçmenin gönül ve hayal kırıklığı ile geleceğe yönelik iyi ve güzel duygu düşünce ve inancını kaybederek siyasetten ruhunu arındırması, tam egemenlerin yapmak istediğine esir olmaktır. İktidara karşı vurdumduymazlık beyaz bayrak çekmektir.