Beyin göçünde suç göçende mi

Bugün de sizinle Mustafa Çetiner'in güncel ve önemli bir yazısını paylaşıyorum. Yazılarıma hafta sonu başlayacağımı umuyorum.Her zaman Türkiye'den ülke dışına yaşanan beyin göçünü eleştirmiş biriyimdir. Yıllar önce ben bunu söylediğimde ülke dışında yaşayan bir arkadaşım bana şöyle yanıt vermişti: "Türkiye için bazen yurtdışında olmak yurtiçinde olmaktan daha iyi olabilir."Yıllar içinde Türkiye'ye geri dönen akademisyenlerin mağduriyetlerini gördüm, ülkeye dönüşten sonra yaşadıklarına tanıklık ettim. Polemik yaratmamak için detayına girmeyeceğim ama daha çok yeni gazete sütunlarına, sosyal medyaya yansıdı. Anlı şanlı üniversitelerimizden birinin "kendi benzetmesi ile" her geçen gün biraz daha "Mickey Mouse" haline gelen rektörü ve şürekâsı tarafından yurtdışından ülkemize dönmüş bir akademisyene neler yapıldığı, bu hukuksuzluğa karşı insanların sessizliği, mütevelli heyetinin suskunluğu, bin bir emekle oluşturulan saygın bir bilim kuruluşunun ne hallere düşürüldüğü daha çok taze. Demem o ki eskisi kadar kızamıyorum bu ülkeyi terk edenlere. Kızgınlığım artık başkalarına.'PATRON BENİ GOLF SOPASI İLE DÖVER'Ülke dışında artık yapamayacak noktaya gelmiş, araştırma bütçeleri tükenmiş, yenilerini alamayan, artık o düzlemde var olamayacak olan, yorulmuş, gözden düşmüş kişilerin bir zamanlar edindiği bilimsel saygınlığın arkasına saklanarak iyi bir emeklilik hayali ile ülkemize dönmelerine, etkin kurumlarda görevler kapmalarına, sonrasında da "ne şiş yansın ne kebap" pişkinliklerine kızıyorum. Onlardan birine "Geldiğiniz o büyük üniversitelerde gördüğünüz standartları bize de uygulayın, bize de öğretin" dendiğinde "Patron beni golf sopası ile döver" diye yanıtladığını biliyorum. Bir kızgınlığım da Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlara haklı tepki gösterip kendi mahallesindeki vakıf üniversitelerinde benzer şeyler yaşandığında sessiz kalan sözde aydın ve demokratlara...Geçen günlerde "BİO Türkiye Uluslararası Biyoteknoloji" kongresini online olarak yaptık. Yaklaşık bir yıllık hummalı bir çalışma ile gerçekleşti toplantı. Ülke dışından birçok konuşmacı yer aldı. Benim sorumluluğumda olan "Hücre ve Gen Tedavileri" bölümünde birçok önemli Türk konuşmacıyı dinleme şansımız oldu. GURUR DUYULACAK ARAŞTIRMALARBioNTech grubundan, Johannes Gutenberg Üniversitesi Onkoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Kurnaz, Penn State Üniversitesi'nden Dr. İbrahim Tarık Özbolat, Jackson laboratuvarlarından Dr. Derya Unutmaz, Missouri Üniversitesi, Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Bölümü'nden Dr. Esma Yolcu, İngiltere'den genç araştırmacılar Dr. Burcu Beştaş, Dr. Pınar Akçakaya konuşmacılarımız arasındaydı; anlattıklarından ve yaptıklarından çok etkilendim, gurur duydum. Dünyanın en büyük start-up projesinin içinde olan ve SANA Biotechnology, Gen Tedavisi Kıdemli Müdürü Dr. Semih Tareen'in arkadaşlarıyla geliştirdiği ve lenfoma tedavisinde FDA onayı aldıkları CAR-T hücre tedavisinin detaylarını duymak muhteşemdi.