Ümmet: Parçalanmış bir Türkiye

Dünkü yazımın sonu "Peki niye şimdi ümmet" sorusuyla bitiyordu. Yer darlığından yanıtı yoktu.

PKK, Öcalan ve DEM'in bir süredir geliştirdikleri ipe sapa gelmez "Kürtler Türklerle ümmet oldukları için Kurtuluş Savaşı'na katıldılar. Fakat Türkiye ulus devletinin kurulmasıyla, Şeyh Sait Kürt isyanını başlattı", gerçeklerle ilişkisi olmayan sözde teorilerine dünkü yazımda az ve öz yanıt vermiştim.

Şeyh Sait'in 1925 isyanına bugünün örgütlü Kürt milliyetçi yapısı, bütünleşik olarak sahip çıkıyor.

Şeyh Sait'e sahip çıkmak, "Devrimci... Marksist" görünümüyle başlayan Kürt hareketinin, eskinin feodal yapılarının takipçisi olduklarını ilan etmek anlamına gelir. Şeyh Sait'i paravan olarak kullanıyorlar ve Şeyh Sait'in başaramadığına soyunuyorlar.

Abartıyor muyum Hiç değil. Dünkü yazıma gelen tepkilere göre, Şeyh Sait'i bugün taktiksel olarak kullanıyorlar. İlkesizlik insan öldürür.

BAŞTAKİ SORUM BAKİ HÂLÂ!

Peki neden şimdi ümmetçiliğe sarılıyorlar

Ümmetçilik, iki ayrı milletin gerektiğinde ayrı ayrı yaşamalarını da içeriyor. Osmanlı zamanındaki gibi.

Ve bugünkü iktidardan da ışık alıyorlar.

"Türkler, Kürtler, Araplar" söylemi veya politikası, Türkiye toprakları içinde ayırımcılığı içerir. Tek bir ulus değil, Türkiye'nin farklı "ulusçuk"lardan oluştuğunu dile getirir veya içselleştirir.

O zaman da bu farklılıklara uygun yönetim biçim(ler)inin gerektiğini çağrıştırır.

Kürt milliyetçi hareketinin, zaten özerk yönetim istekleri kimseye yabancı değil.

AYRIMCILIĞIN PARAVANASI

Ümmetçiliği, ayrımcılığın paravanası olarak kullanan bir noktaya düştü, Kürt milliyetçi hareketi.

Şimdi bunu Türkiye'nin kuruluşunu reddiyeye kadar götürüp kendilerine bir "kurgu tarih" yazmaya başladılar.

Bu kurgu tarih kendilerini bir baş düşman arayışına da götürür.

Tabii Atatürk'ü kastediyorum. Yazdıkları tarihte, Atatürk düşmanlığını henüz tam yerleştirmiş değiller. Ama 1924 Anayasası'nı, Lozan'ı reddetmeleri, Şeyh Sait'e sahip çıkmaları, Atatürk için de bir reddiyedir. Bunu dile getirmekten henüz mahcubiyet duydukları söylenebilir mi