Uluslararası hukuk falan yok, her şey güç dengesi üzerinde

"Uluslararası hukuka aykırı", "Uluslararası hukuk çiğnendi", "Uluslararası hukuk..." Şu sıralarda yazar çizerlerden, uzmanlardan vb. en çok dillendirilen konu...

Sanki artık öyle bir hukuk varmış gibi... Epey süredir olmayan bir hukukun adını anmak, eski alışkanlık, rahatlatıcı, "Biz bağlıyız ama onlar bağlı değil".

Evet öyle bir şey var ve vardı; ama ondan daha önemli ve geçerli bir hukukla yan yana: Güçlülerin hukuku... Yani silahın, bombanın, nükleer kapasitenin ve bunlara dayalı bir boyun eğdirme, saldırganlık gösterme hukuku. Özetle "kabadayılık hukuku" veya belki de "despotluk hukuku" şu uluslararası hukuk meretiyle birlikte yaşıyor. Kabadayılık, gerektiğinde her zaman üstteydi.

Bu nedenle artık bırakalım şu uluslararası hukuka dayanmayı.

Gücün ne kadar, silahın, bomban, savaşma ve ezme gücün ne kadar

Bana bundan bahset!

KABADAYILIK İKİ ÇEŞİT

Şüphesiz uluslararası ve yerel iktidar uygulamalarından bahsediyoruz.

İlki yerel özellikli. Kendi halkına, kendi yasalarına ve anayasasına karşı. Yerel hukuku çiğnemenin dünya açısından çok da önemi yok. Ama kendi insanın için önemli.

Mesela Türkiye'de iktidar bağlı olduğu uluslararası hukuku gerektiğinde çiğniyor. Ama bu çiğneme, ülkesi ile bağlantılı. İnsan Hakları Mahkemesi'nin içerideki yargılamalar ve tutuklamalar için verdiği kararları iplemiyor. Bu çiğneme başka ülkelerin hak ve hukuku ile ilgili olsa, kıyamet kopar. Türkiye'nin uluslararası bir kabadayı olma şansı yok.

İktidar anayasayı çiğneyebiliyor, yasaları eğip bükebiliyor, anayasal hakların kullanılmasını engelleyebiliyor.

Hukuk benzer ülkeler için de gerektiğinde yok sayılacak ve çiğnenecek bir meret (can sıkıcı şey, hoşlanılmayan, kötü, uğursuz).

İktidara gelmeden, sevilen sayılan, kucaklanan, sığınılan, uygulanması istenen, uygulanmadığında kıyamek kopartılan, hakkın hukukun adaletin mihenk taşı.

Ama iktidara gelince, ayak bağı görülen, lanetlenen, çiğnenen, gasp edilen, keyfi uygulamalara konu olan, istenmeyen şey...

ULUSLARARASI KABADAYILIK

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD, üstelik atom bombasını gözünü kırpmadan kullanan "yüz binlerin katili" baş kabadayı oldu.

En büyük gücü ilkin dünya çapında askeri gücü. Buna dayanarak, on yıllar boyunca ülkelerde askeri darbeler yaparak ve yaptırarak, ülkeleri boyunduruk altına aldı. Irak'ı mesela kimyasal silahları var yalanıyla mahvetti.

En son İran'ı bombaladı.

Trump, hâlâ Gazze'de yoksul ve savunmasız halkı bombalayarak çoluk çocuk kadın günde ortalama 50 Filistinliyi öldüren katil