Taksim bir kültürel mirastır ve ne anayasası ayol
Anayasa Mahkemesi'nin kararı var. Taksim Meydanı 1 Mayıs törenlerine kapatılamaz diyor. On yıllardır emekçi sınıfı Taksim'deydi. Şehitler verdi, öldü öldü dirildi, hak aradı, sesini orada dünyaya duyurdu. Kazancı Yokuşu'nda şehitler verdi; devletle ilgili gizli ve açık örgütlerin provokasyonlarına karşı mücadele verdi.
Bir canlı anılar müzesidir Taksim. İşçi sınıfının belleğidir, sevincidir, kederidir, derdidir. Ve Taksim emekçilerin düşüncelerini özgürce dile getirdikleri bir tarihsel mekândır.
Bunu değiştiremezsiniz.
Çünkü nesilden nesile bu düşünce özgürlüğü ve taptaze bir anı gibi dünden bugüne ve yarına akmaktadır.
Bu açıdan Taksim'e bir "kültürel miras" olarak da bakabiliriz.
Anayasa Mahkemesi Taksim'in bu toplumsal belleğine gönderme yaparak alanın yasaklanmasını düşünce yasağı kapsamında değerlendirmiştir.
Ne kadar içerikli, derin bir üst hukuk kararı!
İktidar, Saray keyfi öyle istediği için Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımıyor.
Emekçilerin Taksim hafızasını yok etmeye çalışıyor...
Şu kısacık ömründe bu mümkün değil.
SARAY'IN HAFIZASIEvet orada da bir başka hafıza vardır, birikmiştir. Taksim'i ideolojik yeniden yapılandırma ve gerçekleştirme amacı... Gezi Parti, Topçu Kışlası, cami. Bu sonuncusunu gerçekleştirdiler. Gezi Parkı'nı alamadılar.
Saray'ın hafızasında asla değişmeyecek olan ise Gezi Parkı olaylarıdır.
Bir ağaç koruma gibi sıradan doğal isteği bir cehenneme çeviren iktidarın kendisidir. Ve Gezi masum hareketini Türkiye çapında iktidara karşı adeta bir isyan hareketine dönüştüren de.
Saray bu konuda hep gözü kara hareket etti. Mahkemeler kurdu, mahkemeler yıktı, beraatleri bozdu ve Gezi olaylarından bir avuç suçlu insan yarattı. Dava dava değil, hukuk hukuk değil, suç suç değil, dünya tarihinin en ucube kararlarından birini sırtına yükledi.