Büyük Marmara depremi için ön işaretini çaktı Marmara fayı. Onun kollarından birinde veya merkezinde, deprembilimcilere göre Kumburgaz kırılması olduğu söyleniyor. 6.2 ile tüm İstanbul'da ve Marmara'ya yakın tüm kentlerde yaşandı. Herkes farklı deneyimledi: Zeminine, apartmanına, yakınlığına, insan psikolojisine göre.
Sabah Büyükada'ya geçmiştik. Ben üç katlı ahşapkâgir binanın üst katında Bulut'la görüntülü konuşuyordum. Remin ve Güner avluda güneşleniyordu. Özlem adada Ayna ile 4 katlı evin ilk katında sezon açılışı temizliğindeydiler. Dedi ki apartman sağa sola güneye batıya sallandı. Korkutucu bir şey.
ZEMİN GİDİP GELİYORBen kâgir binada, oğlum deprem oluyor 5 dakika sonra arayacağım diyerek telefonu kapattım. Ahşap zemin ayaklarımın altında gidip geldi, baktım ev yıkılacak gibi değil, hızla, ya Marmara civarında bir deprem oldu ya da daha uzaklarda 6.5 veya 7'ye yakın bir depremin uzak sarsıntısını yaşadık dedim.
Uzun sürmedi sarsıntı, balkona çıktım anneler avluda... Birkaç eşyayı toplayıp yanlarına indim.
Kandilli depremi 4 diye bildiriyordu, bilseydim ki Kandilli'nin kayyum yönetimi altında bilgi bakımından da çöktüğünü, gelen komşuyla 4 mü 6 mı tartışması yapar mıydım! AFAD 6.2 olarak bildirdi. Herhalde Kandilli'de ölçümlere tatil nedeniyle bina görevlisi bakıyordu, diyeyim!
İSTANBUL ÇOK BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYACAKDepremin ana fay üzerinde orta segmentte olduğu söyleniyor. Ama ana Marmara fayına enerji yüklemesi yapmış. Celal Şengör, Marmara fayında daha büyük depremleri tetikleyecek, 7 üzeri diyor. Ama dikkatli, ana faya yüklemeyse deprem, büyük deprem 10 yıldan önce mi yoksa birkaç gün içinde mi olur, bilemeyiz diyor.
Yani depremin doğası gereği bundan sonra olabilecekler konusunda ve zaman ölçeğinde bilinmezlikler içindeyiz.
Tek bilinen 20 yıldır söylenen Marmara'da kırılacak ana fayın 7 ve üzerinde deprem üreteceği, kesin bilgi bu.
Zaten bu büyük kıyamet üzerinde durulmuyor mu
Hayır bu konu herkesi ilgilendirmiyor. Büyükşehiri, muhalefeti, tüm İstanbulluları ilgilendiriyor ama bu ülkeyi yönettiği iddiasında olan iktidarı değil!
Onun kafası bu kentte nasıl daha çok miktarda on binlerce ev inşa ederim de büyük rantlar devşiririz, paralar kazanırım konusunda çalışıyor. Duyuyor musunuz: Parrrraaa parrraaa parrraaa...
Eğer seçimler bir şekilde ve doğru düzgün olursa iktidarı kaybetmeden kenti inşaatlarla son bir yağmalamak ve yoksullaştırarak sahneden çekilmek istiyorlar. Bunun için sözcükleri Kanal İstanbul. İnadına yapacağız diye bağırıyorlar.
SU, SU, SUİstanbul'un her bakımdan, su, elektrik, hava, kimlik, sosyolojik, yoksullukzenginlik, yağma, hırsızlık, trafik, karmaşa, kaos... ve toplumsal dahası ulusal güvenlik açılarından yıkımı anlamına gelen bir sözcük oldu Kanal İstanbul.