Ocak 19, 20 ve 21 tarihli yazılarımda özetle, açıklayın cumhurbaşkanı adayınızı seçimleri resmen başlatın demiş ve gerekçelerini de net anlatmıştım. Bunun en önemli nedenlerinden biri CHP'nin adaylar üzerinden sürekli parçalanmaya çalışılması, adaylar üzerinde kurulan baskı ve iktidarın da aslında adayını resmen açıklaması ve seçim sürecini başlatmasıydı.

AKP, 81 ilde kongrelerini yapıyor, CHP belediyelerini kuşatma altına alıyor, yeni kadrolar ve yeni bakanlar hazırlığını yapıyor ve özellikle de İmamoğlu üzerinde yargı aletini kullanarak "bertaraf edici" işlemleri hızlandırıyor.

Tüm bunlar seçim sürecinin belirtileridir.

Son anda veya seçim tarihi açıklandıktan sonra aday belirlemek çok geçtir. 6 aylık bir hazırlık süreci komiktir. Karşı tarafta aday belli ve her an propagandasını yapıyor. Resmi tarihlerin hiçbir anlamı yok. Cumhurbaşkanı, seçimler zamanında yapılacak, seçim için fol yok yumurta yok, işinize bakın diyerek CHP'ye oyalama taktiği güdüyor.

Özel, gölge bakanlar açıkladı. Gördüğüm kadar hepsi kâğıt üzerinde.

Beklenti oydu ki, hepsi reel bakanları ve icraatlarını nefesleri enselerinde olarak izleyecekler, aydan aya veya üç ayda bir esaslı raporlar açıklayacaklar, ne yaptı ne yapmadı, CHP ne yapacak halka sunacaklar.

Öyle bir durum yok. Gölgelerin adlarını bile unuttuk.

Acaba iyice düşünülmeden zamansız mı açıklandılar

Veya CHP'nin, iktidarın ekonomi ve toplumsal hayatta yarattığı bu kadar yıkıntılar karşısında, derli toplu bir programı olmayışından mı

Neyse ki parti hareketlendi, Özel, 3 ay içinde hem adaylarını hem de programlarını belirleyeceklerini söyledi.

Umarım program sarkmaz.

En kritik konu aday belirleme süreci.

Birbirinden iyi iki adayları var. Mansur Bey'in seçmen karşısında seçilebilirliği, anketlere göre daha yüksek görünüyor. Ekrem Bey'in dinamizmi yüksek.

CHP üyelerinin sanki İmamoğlu'ndan yana ağırlık koyacakları kanaati var. Mansur Bey'in endişesi buradan geliyor.