Hava soğuk, hava yağmurlu.

Hani eve git ve battaniye altına gömül havası.

Ama biz üç kişi; yani Hakan Helvacıoğlu, Fulya Bozkurt ve Rana Korgül, "Lacivert'te buluşalım" diye sözleşmişiz bir kere.

Rumeli-hisarı'nın oradan Lacivert'in küçük teknesine binip beş dakika içinde Anadoluhisarı tarafındaki mekâna vardıktan sonra "İyi ki caymamış kimse" diye düşündüm.

Bu arada tekneyle alınma bize özel değil, Rumelihisarı noktasına gelince tüm müşterileri gelip alıyorlar.

RETRO ŞIK

Lacivert'in yenilenmiş halini epeydir merak ediyordum.

Bu buluşma vesile oldu ve Mustafa Tonertarafından yenilenen iç tasarımı görmüş oldum. O nedenle yemeklerden önce ondan bahsetmeliyim.

Ahşap ağırlıklı 70'ler retro tasarımı mekâna çok başka bir kimlik katmış.

Hatta şehrin en şık balıkçısı olmuş Lacivert.

Bu haliyle biraz İtalyan restoranı havasında ve kimileri için fazla ciddi olabilir, ama ben sevdim. Özellikle fazla salaş. Özensiz ve berbat aydınlatmalı balıkçı-mezecilerden sonra...

MELİH DEMİREL KESİN UYGULUYORDUR

25 yıllık bir restoran Lacivert.Manzarası, yemekleri ve müdavimleriyle şehrin önde gelen restoranlarından.

Verdiği aradan sonra menüsünü şef Melih Demirel danışmanlığında yenilemiş. Melih çok sevilen klasikleri korumuş, ama yeni dokunuşlar yapmayı da ihmal etmemiş.

Nitekim Melih yeni Lacivert menüsüyle ilgili şöyle diyor: "Geleneklere saygı gösteren teknikler kullanarak, malzemeyi ön plana çıkaran taze bir menü".

Menünün en başındaki yazıda bolca "yerele saygı" vurgusu var.

Yani yerel tedarikçiye, mevsimselliğe verilen önem...