Ahmed Arif'in deyişiyle Nuh'a beşikler veren, Havva Ana'yı dünkü çocuk sayan, fukaralıktan utanan, çıplaklıktan fideleri üşüyen, harmanı kesatlaştırılan, binlerce yıl sağılan; hükümdarların, saldırganların, haydutların haraç saldıkları; gölgesiz göçüp giden şahları, sultanları takmayan; dostuna selam edip dayatan güzel insanlar mahzun ve garip olmayın; içeride, dışarıda, derste, sırada, nerede olursa olsun celladın, fırsatçının, fesatçının, hainin üstüne üstüne yürüyün, yüzüne tükürün; kitap, iş, tırnak, diş, umut, sevda, düş ile dayanın diyen; tek umudunun her biri bir vatan parçası ve kaç bin yıllık hasretinin koncası olan kızlarında, oğullarında olduğunu haykıran Anadolu'nun kıvanç veren birikimi var.
Bu birikime layık olma bilinci, yaşamdan sorumluluk duyan insanların kendiliklerinden boyunlarına astığı ağır bir yüktür.
Bu yük, gün olur kahredici ağırlığıyla ezer insanım diyeni; gün olur bedeller ödetse de yaşamı anlamlı kılmanın yöntemi olarak insanlaşmaya, özgürleşmeye yelken açtırır.
YURT OLMAK, ULUS OLMAK"Milletin azim ve kararlılığı"yla gideceği yolu arayışı müthiş bir büyük adımın, habercisidir.
Anadolu'ya layık olma sınavıyla karşı karşıya gelen insanların arayışını Kuvayı Milliye'ye, görkemli bir halk hareketine dönüştürmeyi başaran bir büyük bilgenin, Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamı ve yurdu sahiplenme temelindeki felsefesi ve Ulusal Kurtuluş direnişiyle, bin yıllar boyunca yüzlerce kavme barınak olan topraklarda yurt sevgisinin yaratılmasıyla Anadolu yurt, insanları Türk ulusu oldu:
"Mustafa Kemal/ Adıdır en güzel yerginin/ Eskimiş her düzene/ Tozlu kâğıt fermanına/ Padişahın devletine/ Şeyhülislam fetvasına/ ...Ben onun gerillacı coşkusunu severim.../ Soyadıdır başkaldırmanın Atatürk..."
(Ceyhun Atuf Kansu).
TOPLUMSAL MUHALEFET AYAKTAYaratılan, adına Cumhuriyet denilen sevda; yurdun "çalışkan, namuslu, yiğit" ama "yarı aç, yarı tok, yarı esir" yaşamaya mahkûm edilen insanına layık olduğu onurlu, kardeşçe yaşamı sunmak zorunda olduğu için, Nâzım Hikmet'in "Toprakta karınca/ suda balık/ havada kuş kadar çok.../ korkak, cesur, cahil, hakîm ve çocuk... ve kahreden yaratan" dediği onlar; toplumsal muhalefet ayakta.
Özgürlük sevdasının aydınları, gençleri, kadınları, çocukları, emekçileri çoğalıyor ve toplumsal muhalefet kurucu partisinin öncülüğünde, eylemde örgütleniyor.
ünkü "Yiğit olan evinde duramaz gayrı..." (Şükran Kurdakul) ve "Bu dirlik düzenlik kavgasında yunus kollar daldırma gül ve yürek kocamandır he vallah kocamandır./ Kalabalık yücedir kalabalık vatandır..."