Toplumsal muhalefet ayakta

Emperyalizmin BOP'una, dünyaya dayattığı dehşetten payımıza düşen gericiliğin totaliter iktidarına, ümmet toplumuna, akıl ve çağdışılığa teslim olmak mı yoksa laik Cumhuriyeti kuruluş amaçlarına uygun çağdaş dünyanın akılla, bilimle, teknikle, sanatla, uygarlıkla kucaklaşmış değerleriyle buluşturmak mı

Kararı toplum verecek

"Bugün yaşadığımız, demokrasi arayışında aldığımız yolun tehlikeli bir dönemece geldiğidir. Bu dönemeçte, başlangıç noktasındaki temizlenmesi gereken toplumsal durumların hâlâ derdimiz olduğu gerçeği vardır. Bu gerçek, bunun bilincinde olan insanlara siyaseti etkilemek, dahası belirlemek için çok önemli görevler yüklemektedir. Özne olduğu

bilinciyle yaşamın her alanında örgütlü güçler olarak yaşama müdahale etmek gibi zorlu görevlerdir bunlar. Yalnızca siyasal partilerle geleceğimizin belirlendiği bir yaşama biçimine boyun eğmeyenlerin toplumsal muhalefet denilen örgütlenmeleri ve masadan salona, meydana, sokağa, ormana, fabrikaya, kırsala, okula, kampüse her yerde

eylemleriyle özne olmaktan başka çıkış yolları yoktur. Yoksa, ulus devlet olmaktan çıkarılarak dinci imparatorluğa dönüştürülmesi önlenemez bir noktaya doludizgin sürüklenen Cumhuriyeti yaşatmak olanaksızdır" demiştim bir yıl önce ("Toplumsal muhalefet", 23 Eylül 2024).

Cumhuriyet rüzgârı

"Ozanların sesine kulak verelim" demiştim:

"Cumhuriyet rüzgârı esiyor... İnsanlar, yurdunu ve Cumhuriyeti sevdiklerini daha nasıl göstersin İnsanlar daha ne yapsın ey siyaset Hiç değilse 'iğnenmiş halk haykırışına dayayın kulaklarınızı' diyen Miguel Hernandez'e kulak verin: 'Uluslar, insanlar, dünyalar/ korkuyla soluyan ağızlardan/ çıkan bu rüzgârı toplayın'..." ("Bu rüzgârı toplayın", 4 Kasım 2024).

"Toplumsal muhalefet kim" başlıklı yazımda (11 Ocak 2025), "Voltaire'in 'Muhalefet edilmeyen güç yozlaşır, sınırsız yetki her zaman tehlikelidir' sözü gerçeği gösteriyor. Kuşatılmadan kurtulmanın yolu, toplumsal muhalefetin 'tek ses' olmasıdır" deyip "olmazsa olmaz"ları sıralamıştım:

"Yurtseverler, ilericiler, gerçek bir demokrasi isteyenler, devrimciler tek ses olarak toplumsal muhalefetin omurgası, itici gücü olmak ve siyaseti etkilemek, siyasal katılımın en etkili ögesi olmak zorundadır. Toplumsal algının oluşmasını büyük ölçüde belirleyen ve adına günümüzde 'medya' denilen basın yayın araçları, toplumsal muhalefetin vazgeçilmezi olarak en akıllıca değerlendirilmelidir. oğalmak, doğru örgütlenmelerle 'Ya hep beraber ya hiçbirimiz' demek, yurtsever, devrimci olanın boynunun borcudur. Boğaziçi bileşenlerinin, Polonez işçilerinin, aile hekimlerinin, kadınların direnişi, yurdun dört bir yanındaki doğa nöbetleri borç ödemenin günümüzdeki alkışlanacak örnekleridir."