"Yurdumun yakın geleceğini hiçbir alanda iyi, güzel ve parlak görmüyorum ve bu görüşümü yıllardan beri yazılarımda ve konuşmalarımda haber veriyorum ve vermekteyim. Bu davranışımdan dolayı beni karamsar bulanları, artık gerçekleri görmeye çağırıyorum. Kapkaranlık bir bataklık içinde debelenip durmaktayız...
Çevremizde aptal aptal suçlu aramayalım. Aynaya bakalım... Orada suçluyu göreceğiz. İş işten geçtikten sonra 'kendim buldum' demenin hiçbir yararı yok... Ey halk, ey halkın yol göstericisi, yol açıcısı aydınlar! Üzerinize ölü toprağı serpilmiş değil, özkendiniz ölmüş müsünüz... Sana aptal olduğunu söylerken, bu sözüm duyduğum derin ve büyük acının çığlığıydı. Namık Kemal'in ağzıyla sana sesleniyorum: Ey yareli şir-i jiyan Uyan, uyan bu hab-ı gafletten" demişti Aziz Nesin (Bir Tutam Aydınlık, 1994).
Sosyal medyada çığlık
"CHP'li değilim. Geçmişte çok eleştirdim. Lakin siyasal şiddet ile toplumu terörize eden, korku ve dehşet ortamını derinleştirmek isteyen, mezhepçi takımına destek olacak ve CHP'yi kuvvetten düşürecek, yaklaşımların insanımız adına yanlış bir yol olacağını inanıyorum. Çok keskin sosyalist ve antiemperyalist eleştiriler yapmasını elbette biliyorum. 80 yaşındayım. Yazıp çizenlerin çoğundan da hem fazla donanıma (sahibim) hem de geçmişte verdiğim mücadelenin deneyimini taşıyorum.
Sosyalist kazanımların her şeyini kaybettik. Elimizde savunulacak Cumhuriyet ve laiklik kaldı (yarım da olsa). Bu iki ilkeyi de savunamazsak, daha zifiri bir karanlığın içine gireceğiz. Mezhepçiler adaylar üzerinde muhalefeti parçalamaya ve Rejimlerini sürdürmeyi amaçlayan operasyonlar yapıyorlar. Muhalefete muhalefet etmenin zamanı değildir. O konforlu yıllar geçti" diyor Bülent Esinoğlu.
"Ortalık iyice karardı. O denli karardı ki birbirimizi göremez hale geldik. Özgürlükler her geçen gün daha da kısıtlanmakta. Bu durumdan haberiniz var mı kırk parçaya bölünmüş solcular, sosyalistler, komünistler Haberiniz var mı solculuk adına kurulmuş ayrı ayrı partiler Parçalanmış emek ve eğitim sendikaları, dernekler, sivil toplum kuruluşları Demokratik seçimi unutan ve tek seçicilik yöntemini kendilerinin varlık nedeni yapan sosyal demokratlar Hâlâ haberiniz olmadıysa demir kapının, kör pencerenin, prangaların, kürsülerin, mahzun özgürlüğün, laikliğin, ekmeğin ve gözyaşlarının haberi çoktan oldu!
Bugün yürek yüreğe, yan yana olamazsak; yıllardır güzel günleri gözlemekte olan gözlerimiz, sevgi dokuyan yüreklerimiz, henüz kararmamış yorgun umutlarımız, güneşi bir daha görmeyebilir! Artık farklılıklarımıza rağmen yıllardır küçük olsun da benim olsun dediğimiz yuvalarımızdan çıkalım, uzatalım ellerimizi birbirimize, hep bir ağızdan söyleyelim Güneşi İçenlerin Türküsü'nü. Tümden yok olmadan zapt edelim güneşi! Unutmayalım, güneş bir daha doğmayabilir!" diyerek çığlık atıyor Necati Karaçay.