Edebiyat ve özgürlük

İlerlemenin, gelişmenin, yenilenmenin en önemli öğesi özgürlüktür. İnsanların yeteneklerini gerçekleştirmesi, birbirini tamamlayarak insanlığa dönüşmesi özgürlükle sağlanır. İNSANDAN İNSANLIĞA Edebiyat ve özgürlük sözcükleri birbirini tamamlar. Edebiyat da insandan yola çıkarak insanlığa ulaşmanın aracıdır. Özgürlük ve edebiyatın tarihi birbirine benzer, insanın uzun uğraşıyla gerçekleşir ikisi de. Yaşamın güzelleştirilmesini engellemek isteyenler, tarih boyunca edebiyatı kendilerine düşman belledi, özgürlükleri yok etmeye uğraştı. Edebiyat ise özgürlüğü yeniden kazanma savaşımından hiç geri durmadı. Dünya tarihinde de bizim tarihimizde de böyle oldu bu. Kısacası özgürlüğün tarihiyle edebiyatın tarihi aynı yörüngededir. CUMHURİYET VETOPLUMSALLAŞMA Özgürlük adımlarının toplumsallaşmasıyla edebiyatın özgürleşmesi çakışır. Osmanlı'da basımevlerinin girişiyle birlikte çoğalan özgürlük çığlıklarının sansürle, sürgünle susturulmaya çalışılmasının ardındaki gerçeklik edebiyatın insanla buluşmasını geciktirdi. Atatürk ve Cumhuriyet devrimleriyle birlikte yaşamın her alanında olduğu gibi kulu insan kılma savaşımının yükselmesiyle ulusal edebiyatın doğması, toplumsal sorunlara yönelmenin hız kazanması, yaşamla edebiyatın çakışmasını sağladı. 1970'LERE KADAR 2. Dünya Savaşı yıllarında, toplumsal ilerlemeyi ve özgürlüğü amaçlayarak barış çığlıkları atan edebiyatçılar bin bir yöntemle engellenmek istendi. Nâzım Hikmet hapislerde çürütüldü. Markopaşa efsanesi doğdu. İşkencelere, sürgünlere, hapisliklere kitapların, dergilerin toplatılması, yasaklanması eklendi. Sabahattin Ali öldürüldü... 1950'lerde içine kapanık edebiyatın öne çıkmasının altında yaşanılan bu gerçeklik vardır. 1960'larda, bu gidişe karşı yükselen Cumhuriyet'in ilk aydınlık kuşağının ve Köy Enstitülü yazarların yarattığı halkçı, devrimci, demokratik, insani edebiyat, özgürlüğe susamışlığın anlatımı olarak toplumsallaşma savaşımıyla örtüştü ve edebiyatımızın başyapıtları yaratılmaya başlandı. Bu damardan yükselen özgürlük ve edebiyat 27 Mayıs sonrasında kök saldı. 12 Mart 1971'le örülen yeni duvarın, edebiyatı toplumdan uzaklaştırma operasyonu, özgürlük istemlerinin yeniden yükselmesiyle püskürtüldü. 1980'LERDEN SONRA 12 Eylül 1980'le Türk-İslam sentezi doğrultusundaki ırkçı ve şoven yapılanma, edebiyata yönelik operasyonlar gerçekleştirdi. Anayasal değişikliklerle, kültürel baskılarla, "muzır