İnsanlığın özgürlük arayışında yüz akımız olan, dünyaya kattıklarıyla geleceğimizi güzelleştiren, örnek yaşamlarıyla namuslu olmanın ve namuslu kalmanın erdemini öğreten, ömürlerince doludizgin bir uzun koşuya çıkan değerlerimiz var.
Onlar, "insan" olduğumuzu anımsattı, duyumsattı; "insan" olmaya çağırdı insanları.
Onlar, ne yazık ki "hâlâ kahramanlara gereksinmesi olan" bir toplumun aydınlarıdır.
Adnan Binyazar'a göre "ışığı sönmeyenler", Behçet Aysan'ın deyişiyle, "karanlık günlerin aydınlık yüzlü dostu"dur onlar.
Ulus ve tarih bilincine sahiptirler, yurtlarını severler çıkarsız; gerçek yurtseverdirler.
Emeğin ve aydınlığın savunucusudurlar, cesurdurlar, kararlıdırlar. Bilimin aklı, sanatın yüreğiyle yaşayan özverili güzelliklerdir onlar.
ÖNÜMÜZDE GİDENHer biri öncü ve usta kişilikleriyle bilim, kültür, dil, tarih, sanat dünyamıza güzellikler kattı, aydınlığımızı çoğalttı.
Aydınlıklarımızdı onlar, "önümüzde giden".
Dal budak salıp yaratması ve yaşatması kolay olmayan aydınlık ormanının ağaçları oldular.
Ayakta öldüler ya da öldürüldüler.
Aydınlık bir yaşamı hak etmek, aydınlık ağaçlarının meyvelerini yemek, gölgesinde yaşamak kolay değil. Kolay yetişmiyor onlar çünkü.
Aydınlık ağacı olmak kolay değil, hele bu topraklarda.
"Namuslu olmak ne zor şeymiş!" dedi Sabahattin Ali.
Ne onur ki bize aydınlık ağacının çok zor büyüdüğü bir yurtta onlarla yaşadık hep.
Daha fidanken kırmak, kesmek, yakmak istediler onları ama bu kırımdan, kıyımdan kurtularak ayakta kalmayı başaranların aydınlığı toprak anamızın, yurdumuzun bereketini kanıtladı hep.
Aydınlık düşmanları işte bu berekete düşman oldular hep; onurumuzu, gururumuzu, aydınlığımızı yok etmek istediler sürekli.
İçeriden dışarıdan, maddi manevi, açık gizli, yavaş hızlı uygulanan politikalarla aydınlık ağaçlarımızdan uzakta tutmak istediler bizi.
Onların ışığından, sıcaklığından, serinliğinden, esintisinden, gölgesinden, meyvesinden, hazinesinden yararlanmamızı engellemek istediler; yok dediler, böyle ağaçlar yok.
Unutturmak, kırmak, yok etmek istediler; onları, onlardan öğrenenleri, öğrenmek isteyenleri, "Onları unutmayacağım" diyenleri de tüketmeye çalıştılar.
Onları yeni beyinlere sokmamak, eskilerin belleklerinden kazımak istediler.
Ama aydınlık ağaçları, yetişirken nasıl direngenseler hep öyle oldular.
ünkü aydınlık ağacı olmak kolay değildi.
Aydınlık ormanının sevdasına ulaşmak, aydınlık ağaçlarını sahiplenmek, aydınlık ormanını korumak da kolay değildir. Zor iştir o sevdaya ulaşmak, o sevdayı sahiplenmek, yarına aktarmak.

7