Zohran Mamdani yeni Malcolm X olabilir mi

Kardeşim Selçuk Türkyılmaz, geçtiğimiz Perşembe günkü köşe yazısında, New York belediye başkanı seçilmesiyle 'Bugün adını bütün dünyanın öğrendiği Zohran Mamdani'nin Müslüman bir yazarın oğlu olduğunu söyleyerek, onu 'alışılmış kalıplarla izahı mümkün olmayan biri' olarak nitelemekle birlikte, Obama'nın 'Hüseyin'liğinden dolayı müstaz'aflar nezdinde kazandığı sempatinin –müesses Neocon politikaları izlemesi, Siyonistlere çok daha güçlü pozisyonlar vermesi nedeniyle– kısa sürmesine dikkat çekerek, Zohran hakkında ihtiyatı telkin etmişti.

Mamdani'nin Trump'a rağmen belediye başkanı seçilmesini "ABD'nin dünya siyasetinde bir pazarlama unsuruna indirgemekten ziyade içerideki bir hesaplaşmanın yansıması olarak" gördüğünü belirten Türkyılmaz'ın bu konunun –özelde– "Kolonyalizmin ortaya çıkardığı sorunlar" çevresinde ele alınmasını vurgulamasından da hareketle şu genel yaklaşımı ifade etme ihtiyacı duydum:

Demokrat Parti ve Amerika Demokratik Sosyalistleri Örgütü (DSA) üyesi olan, ikinci nedenle Trump tarafından "Komünist" ilan edilen Mamdani'nin, akidevi ve ameli uygunluk içinde Müslümanlığı sadece 40 gün süren Malcolm X'e tahammül edemeyen ama onun da bir süre bağlısı olduğu Elijah Muhammed'e –sürgünlük ve hapislikle de olsa– tahammül eden ABD müesses nizamına tabi olduğunu öncelikle belirtmeliyim.

Söz konusu müesses nizamda Müslümanlara, hatta sosyalistlere (Trump'ın çok korktuğu Komünistlere bile) yer vardır ancak o nizama muhalif olanlara asla yer yoktur. Bu nedenle Mamdani bir yeni Malcolm X olamayacağı gibi, Müslüman ailesinde doğup büyüdüğü için bir Elijah Muhammed de olmayacak; olsa olsa mezkur nizam şartlarınca iş tutan –umulur ki adil ve ahlaklı– bir şehir yöneticisi olabilecektir.

Konuya, şehir yönetimi üzerinden baktığımıza Müslüman ya da gayrimüslim yönetici ayrımını aşan son derece karmaşık bir yapıyla yüz yüze geliriz.

Çünkü şehir demek, çok basit bir yaklaşımla önce bir insan ve giderek insanlar demektir. Farâbî'den… İbn Arabî'ye büyüklerimizin insan ile şehir arasında neden biyolojik, fiziki, sıhhi, siyasi… konuların tümünü ihtiva eden analojik bir ilişki kurduklarını hatırlayanlar, iyi ve kötü unsurlardan oluşan nefsin (mizaç, kişilik, kimlik, kimselik) olarak işleyişiyle bir şehrin işleyişi arasında kopmaz bağın nasıl örülü olduğunu da hatırlayacaklardır. Bunlara göre şehir, şeylerin şeyliği yani halk edilişleri bakımından değil, nefislerin(in) inançları ve yönelimleri bakımından iyi ile kötüyü yan yana –hatta birçok durumda iç içe– barındıran insan ve dolayısıyla topluluğuna mahsus canlı bir yapıdır.

Buradan Mamdani'nin azgın bir rekabeti kat ederek yönetimini üstlendiği New York'a baktığımızda, bizim şehirlerimizdekileri çok çok aşan bir iyilik ve kötülüğün müşterek varlığıyla karşılaşırız.

Tek örneğimi şu soru eşliğinde vereyim: New York'a neden Jew York da denir

Çünkü şehrin nüfusunun yaklaşık %12-14'ü Yahudilerden oluşmaktadır. Ki bu Yahudilerin aynı zamanda kapitalizme can suyu verdiklerini hatırlayarak Manhattan'a (ve illaki Broadway ve Harlem'e) baktığımızda borsa, eğlence (çoğunlukla sefahat), uyuşturucu merkezlerinden yayılan kötülüğün, New York'un kapı komşusu olan New Jersey'deki çok ırklı, çok dilli ve dinli bir hayatın ilgili geleneklere göre seyretmesini sağlama gayretine mahsus bir iyiliğe bitiştiğini ve dolayısıyla Jew York ve New York'un adlarının salt küçümseyici bir dile değil, gündelik gerçekliğe ait olduğunu göstermiş oluruz.