Ajan işi bir Gazze protestosu

ABD-İsrail ile HAMAS arasındaki -yedinci ayına giren- Gazze merkezli çatışma, ilk gününden beri farklı boyutlarda Türkiye'de de sürüyor. Sonu "Bana ne" vurdumduymazlığına çıkan, "Araplar I. Dünya Savaşı'nda bize ihanet etmişti; Filistinliler topraklarını satmışlardı" tarzındaki çirkin algı operasyonlarına karşı, "Türkiye'nin sınırı Gazze'den başlar" diyenlerin özelde Türkiye'ye genelde İslam dünyasına mahsus beka kaygıları söz konusu çatılmanın ilk safhasıydı. Türk halkının kahir ekseriyeti bu ilk savunmada ve ABD-İsrail'in soykırıma varan vahşetini dünyaya ilan etmede başarılı olunca bu kez doğrudan MOSSAD ajanları ile yerli işbirlikçileri devreye sokuldu. MİT'in başarılı operasyonlarıyla bunların bir kısmı da bertaraf edilince, söz konu çatışma bu kez, daha evvel darbe girişimde denenen ama başarısız olan FETÖ tipi bir yapılanmaya ve operasyona havale edildi. Türkiye'nin yumuşak karnı olan Mahalli Seçimler ise bunun en uygun zeminiydi. Nitekim merhum Erbakan'ın oğlu ve şürekası (malum grup), Gazze'nin yalnızlığı esasında başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, devletin ilgili yöneticilerini ABD-İsrail vahşetine karşı aciz göstermek üzere dillerinin paçalarını sıvadılar. Erdoğan'ın son 22 yıldır Filistin için ortaya koyduğu mücadele ne inkâra ne de en ufak bir gölgelenmeye imkân vermediği için, malum grup "aciz gösterme operasyonlarını" Türkiye ile İsrail arasındaki ticari ilişkiler üzerine yürüttüler. Genel yorumla, devletler arasındaki aleni ya da örtülü savaşlar, rekabete ve uluslararası anlaşmalara tabi olarak yapılan ticari faaliyetlere mani değildir. Humeyni devrinde ABD'nin İran'a uyguladığı ambargoda, İsrail'e tanınan ayrıcalık sayesinde ticaretin hiç aksamadığını ve dolayısıyla İran'ın petrol satışlarında bir varil bir azalmanın bile olmadığını bilenler zikrettiğimiz durumu daha iyi anlayacaklardır. Öte yandan, Filistin'in kâğıtta bir devlet olarak serbest ticaret yapma imkânının olmadığını, diğer bir söyleyişle ticari her işini İsrail adına yapmak zorunda bulunduğunu; Batı Şeria'da: 4, Gazze Şeridi'nde: 2,3 milyon olmak üzere toplam 6,3 milyon Filistinlinin ithalata mecbur kaldıklarını ve Türkiye ile ticari ilişkide bunların da payının bulunduğunu bilmeyenlerin, -Gazze'deki ABD-İsrail vahşetinin de sürmesinin vicdan sahipleri üstündeki fiili baskısıyla- hem genel hem de zikrettiğimiz bu özel durumu ıskalamaları doğaldı. Güçlü devletler dış politikalarında mühlet kullanırlar ama önemli tedbirleri almayı ihmal etmedikleri gibi, içteki muhaliflerin işlettikleri tezgahlara, propagandalara da itibar etmezler. Başkan Erdoğan, malum grubun mahalli seçimler esnasındaki ahlaksız saldırılarına bu nedenle hiç itibar etmeyip, zikrettiğimiz marjı kullanmayı tercih etti. Fakat mahalli seçimlerin tamamlanmasıyla malum grubun şer propagandasında eli boşa düşünce, bu kez iş onun oluşturduğu kirli iz üzerinden sürdürülmeye başlandı. Bunun ilk örneği birkaç gün önce yaşandı. Taksim'de toplanarak sözüm ona Türkiye'nin