İnsanlıkta taksim nesebe, bağ tevhide, tasnif ümmete, üstünlük takvaya göredir

Nesebimizin ve insanlık seferimizin peygamberlerle başlaması Hz. Nuh'un oğullarından birinin şirkte inat ederek gemiye binmeyip suda boğulmasına ve Hz. Nuh'un üzüntüyle bu evladını da ailesine etmesi üzerine Peygamberimiz Aleyhisselam'ın ümmetini de kapsayan şu haddi beraberinde getirmiştir: "Allah, 'Ey Nuh! O, asla senin ailenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O halde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim' dedi." (Hud 1145) Bu had nedeniyledir ki, Peygamberimiz Aleyhisselam, (Hz. Nuh ile Hz. İbrahim arasında) "Ad ve Semud kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helak ettik." (Furkan 2538) mealindeki ayete işaret ederek, nesep bilginlerinin yalan söylediklerini haber vermiş (Belazurî), böylece onun terbiye edişiyle bizim tarih anlayışımız insanlığın taksiminde nesebe, bağında tevhide, tasnifinde ümmeteşeriata, üstünlükte takvaya göre şekillenmiştir. Mezkur haddi ve tarih anlayışını takip ederek, şimdi Kur'an'da insan neslinin devamı ve dolayısıyla boyların ve kabilelerin taksiminde zikredilen ikinci peygamber olarak o Hz. İbrahim'i konuşabiliriz.İbnü'l-Esîr'e göre Hz. İbrahim'in şeceresi İbrahim b. Tarâh b. Nâhur b. Sâruğ b. Erğû b. Fâlağ b. Gâbir b. Şâlâh b. Kaynân b. Erfahşed b. Sam b. Nuh'tur.Modern zaman araştırmacıları örneğin, Mendenhall Hz. İbrahim'im Amorî olduğunu belirterek şu tarihleri, kavimleri ve soyları zikreder: Yıllar: M.Ö. 2600 1800Topluluğun adı: Amorîler.Hareketi: Orta Arabistan'dan göç; Akad Hanedanlığı (Eski Akad), Anarşi devri, Ur III Hanedanlığı, Amori Handanlığı ile Sumu-Abu ve Sumu-İlu hakimiyeti; Hammurabi'nin Sumu-Abu'ya varisliği. Ahmet Susa da Tarihte Araplar ve Yahudiler adlı kitabında (Trc.: D. Ahsen Batur), Kenaniler, Amoriler, Akkadlar ve Heksoslar'ın Arap Yarımadası'ndan Bereketli Hilal'e göç ettiklerini; bunların Suriye, Lübnan, Filistin, Irak ve Mısır'a yöneldiklerini, Suriye ve Irak'a gidenlerin Fırat'ı hedef aldıklarını; "Amâlik-Amorî" şeklindeki kullanımıyla bunları Akkad kralı Sargon'un imparatorluğuna katarak, bu imparatorluğun yıkılmasıyla Mezopotamya'da küçük devletlerin kurulduğunu, sonra bunların birleşmesiyle I. Babil sülalesinin kuruculuğunda Eski Babil Krallığı'nın doğduğunu; bu sülalenin ise ikinci Sami göç dalgasındaki Amâlik-Amorîler'e mensup olduğunu belirtir. Benzer ve farklı çok sayıdaki başka rivayetleri de gözeterek, Hz. İbrahim'in kavmi hakkında şu sonuca ulaşmamız mümkündür: Amâlik, Amorî ya da Akkadlar'ın bir kısmı kıtlık, taun vb. nedenlerle ana yurtları olan Orta Arabistan'dan Mezopotamya, Anadolu ve Mısır'ı da içine alan geniş bir coğrafyaya göç etmiş, burada Amorî, Babil vb. adlarla çeşitli imparatorluklar kurmuşlardır. Muhtemelen M.Ö. 1800'lü yıllarda Harran'da doğan Hz. İbrahim, Amorî devletinin zayıflamasıyla birlikte Filistin'e göç ederek, bugün kendi adıyla anılan el-Halil'e