Arapça "bulma" anlamındaki vcd kökünden gelen vicdân, aynı köktengelencide, vecd, vacid… kelimeleriyle de ilişkili olarak, insanın insanlığına hasredilen, yani salt onda var edilmiş olan ve dolayısıyla ancak onun kendi kendisindeki iradeye konu fiillerini ahlak kuralları esasında denetleyen, "iyilik yapmaktan sevinç, kötülük yapmaktan ıstırap duyan bir ahlâkî meleke"dir. Felsefe dilinde ise vicdan, "Bireyde ya da ahlaki bir özne ya da failde var olan doğru ve yanlış duygusu"dur. (Geniş bilgi için bkz.: Râgıb el-İsfahânî, Müfredât - Kur'an Kavramları Sözlüğü, Pınar; Semînel-Halebî, Misalli Ansiklopedik Kur'an Sözlüğü, Ketebe; Ahmet Cevizci, Büyük Felsefe Sözlüğü, Say; TDV İslam Ansiklopedisi)
Bu tanımlara göre vicdan, hükmedeni bizzat sahibi olmak üzere, Allah'ın her insanın gönülde kendi kendisini yargılamaya esas olarak kurduğu iç -nefsi- mahkemedir. Bu mahkemenin sanığı kişinin öz-ne-si / nefsi, savcısı onun mantığı, hâkimi de aklı ve ahlakıdır.
Dolayısıyla bu yorumla vicdan, nefislere münhasır yani onun fıtratıyla kaim olması bakımından şeriatlara öncelenmiş olup, onun sevk ve idaresindeki ya da etkisindeki doğruluk, erdem, hakkaniyet, merhamet, dayanışma, samimiyet… vb. kipleri ise şeriatlar tarafından çerçevelenmiştir.
Nitekim vicdan, nefsin / ruhun / kalbin bir tezahürü olarak saf iyilik suretinde şeriatlarca apaçık olarak işaretlenmiş ancak bu apaçıklık sonradan muhtelif tefsirlerle, yorumlarla o şeriatların dispozitifine uygun hale getirilmiş yani onların iktidar ilişkilerine göre güdülenmesiyle bulandırılmıştır.Bunun tipik bir örneğini, Yahudi-Hıristiyan Şeriatı'nda hükmü ile gayesi aklen ve vicdanen apaçık olan "Adam öldürmeyeceksin; çalmayacaksın." vb. emirlerin (On Emir; Çıkış, 20, 32/15, 20/1-17) dini rekabet, iktidar, siyaset maksatlı yorumlanarak bulandırılmasından görebiliriz.
Bu bakışla vicdan kendi varlığında verili olduğu için hiçbir insanın meçhulü değildir. Yahudi-Hıristiyanlığın zikrettiğimiz apaçık emirleri elbette onu duyabilen kulak ve doğru yorumlayabilen akıl için olduğu gibi vicdanın köreltilmesi, perdelenmesi ya da ideolojik bir yobazlığın emrine verilmesi de son tahlilde ferdidir.