Konumuz olan eserde sabit kalarak söyleyecek olursak, onu okurlara kazandıran Sur Grup Kültür Yayınları, adı üstünde Sur Grup'a aittir ve eserin dağıtımı da mezkur vakfa verilmiş olmalıdır.
Kitaba verilen ad, ilk bakışta onun Peygamberimiz Aleyhisselam'ın başlangıcı Kudüs haremi olan Mirâc mucizesinin Evliya Çelebi Seyahatnamesi'ndeki yerinin -anlatımının- tematik bir metni olduğunu düşündürse de kitabın incelenmesi ve okunmasıyla bu adla asıl kastedilenin Rabbimizin el-Kuds sıfat/isminden pay alan bir beldenin mümin akıl, idrak ve gönüllerde mana olarak safha safha ya da bilgi bilgi yükselişinin ifadesidir. Bu ifadenin merkezinde Evliya Çelebi'nin Gözü'nün yer aldığı, Mustafa Aksay imzalı Evliya Çelebi'nin Gözüyle Kudüs yazısının takdimindeki şu cümlede daha da açığa çıkmaktadır:"Şimdi de bizim Kudüscağımızı, Evliya Çelebi'nin gözü ile görüp, dinlemeye ve Kudüs'ün miracına tanıklık etmeye var mısınız"
Önsöz'ünü Sur Grup Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla ve dolayısıyla hayır hasenat ehli Elmas Ailesi'ni temsilen Altan Elmas'ın, Takdim yazısını Cengiz Tomar'ın yazdığı Kudüs'ün Miracı'nın, aynı zamanda ona danışmanlığını da üstlenen Evliya Çelebi Uzmanı Seyit Ali Kahraman imzalı Evliya Çelebi'nin Kudüs Seyahati başlığını taşıyan bir yazıyla tahkim edilmiş olması, Evliya Çelebi'nin Gözü'nün değerini de ele vermektedir. Esra Aksay'ın Peygamberimiz Aleyhisselam'ın Miracı'nı konu edindiği bir yazıdan sonra, yukarıda zikrettiğimiz -ayrıca eserin gövde metni olarak da nitelenebileceğimiz- Mustafa Aksay'ın yazısında, bugünün fotoğrafları eşliğinde dünün Evliya Çelebisinin gözünden ve aklından erişen bilgiler serimlenmektedir.Bu nedenle mevcut fotoğraflarla ve yeni edinilen kimi bilgilerle, Evliya Çelebi'nin verdiği kimi mekan, kubbe ve kapı adlarının farklı olması bir yanlışlığa ya da çelişkiye değil Kudüs ve haremi esasında bir zenginliğe yani malumattaki çeşitliliğe yorulmalıdır.
Nitekim büyüklerimiz Kudüs'ün Rabbimizin el-Cemal sıfatından pay aldığını, bu nedenle -bazen olumsuz kanaatlere ve boş inançlara sebep olsa da- hakkındaki malumatın efsaneleşmesinin de -sadece Kudüs'ün şahsında- mazur görülebileceğini söylemişler, bunu beyan ederken de doğru ile güzel arasındaki ayrıma dikkat çekme gereği duymuşlardır. Zira her doğru güzel olmadığı gibi, her güzel de doğru değildir. İkisini değerli kılan ise sadece ve sadece Tevhid'e olan uygunluklarıdır.ABD-İsraili'nin Gazze'de yaptığı soykırımın ve işgalin acısını iliklerimizde hissettiğimiz şu günde Kudüs'ün Miracı'nı, Flistin'e, Gazze'ye ve Kudüs'e olan sevgi ahdimizi, onu öğrenme ve öğretme azmimizi ve değerli hatırlarımızı yenilemek üzere de okuyabiliriz. Tıpkı Mustafa Aksay'ın şu satırlarındaki gibi: