Zeytin saldırı altında - Çağatay Güler

Ülkemiz uzmanlarının değişmez bir kaderidir aynı doğruyu defalarca yazmak zorunda kalmak. Görünmez bir el bilimin, aklın, sağduyunun söylediğinin tersini yaptıkça bir kez daha, bir kez daha yazmak zorunda kalırsınız bilimin, aklın, sağduyunun gereğini.

15 Kasım 2014 tarihinde "Zordur yazmak zeytini" başlığıyla bu köşede dile getirilmişti zeytin ağaçlarına yapılan kıyım. Bu kıyım kim bilir daha başka kaç uzman tarafından dile getirildi.

Türkiye'de, başlangıçta zeytinliklerin korunmasını (yok edilmesini, azaltılmasını veya başka amaçlarla kullanılmasını kısıtlayan); zeytin ağaçlarının kesilmesi için bakanlık onayı gerektiren ve zeytinlik arazilerinde inşaat yapılmasını sınırlayan bir "Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun" (Kanun No. 3573, 1939) bulunmaktadır.

Bu yasanın 20. maddesine göre zeytinliklerin en az 3 km yakınında, zeytin yetiştiriciliğine zararlı kimyasal atık, toz veya duman yayan hiçbir tesisin (zeytinyağı fabrikaları hariç) kurulamayacağını belirtmektedir. Zeytin ağacının izinsiz kesilmesi para cezasına tabidir.

Ancak son zamanlarda, zeytinliklerde madencilik veya enerji projelerine izin veren tartışmalı teklif ve düzenlemeler aracılığıyla zeytin ağaçlarının korunmasını neredeyse ortadan kaldırmaktadır. Örneğin, kesilen her ağaç için iki yeni zeytin fidanı dikilmesini gerektiren madde sadece zeytin ağaçlarının kesilmesini "kolaylaştırmaktadır".

İTALYA ÖRNEĞİ

Yasa büyük oranda işlevsizleştirilmiş; ekonomik gerekçelerle yapılan değişiklikler nedeniyle tampon bölgeler, izin gereklilikleri, zararlı salımların (emisyonların) yasaklanması gibi hükümlerin içi boşaltılırken, zeytin ağaçları korunamaz duruma gelmiştir.

İtalyan hukuku, zeytin ağaçlarına uygulanan, örtüşen üç yasal çerçeve içermektedir: tarım hukuku, peyzaj/ çevre hukuku ve "anıt/kültürel miras" koruması. Önemli bir tarihi yasal düzenleme, 26 Temmuz 1916 tarihli 1117 sayılı Lieutenant's Decree, valinin önceden izni olmaksızın zeytin ağaçlarının (ve asmaların) kesilmesini veya sökülmesini yasaklar. Daha sonraki yasalar (örneğin 29/1955 sayılı kanun), zeytinlik kullanımına ilişkin yetki ve kamu denetimi gerekliliğini pekiştirmiş ve güçlendirmiştir. İtalyan adli veya idari makamları, Puglia bölgesinde, gereklilik kanıtları tartışmalı olduğu halde Xylella fastidiosa hastalık etkeni bahane edildiğinde; zeytin ağaçlarının büyük ölçekli kıyımını engellemek için müdahale etmiştir.

KÜLTÜREL MİRAS, GIDA GÜVENLİĞİ

Aslında zeytin ağaçlarını ve zeytinyağını korumak yalnızca ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda halk sağlığı, çevresel sürdürülebilirlik, kültürel miras ve gıda güvenliği sorunudur. Zeytinyağı, özellikle de sızma zeytinyağı tekli doymamış yağ asitleri ve biyoetkin bileşiklerden zengindir. Bu bileşiklerin kalp-damar hastalığı riskini düşürdüğü, lipit tablosunu iyileştirdiği ve yangısal tepkileri azalttığı bilinmektedir. Oksitleyici strese, metabolik sendroma ve bazı kanser türlerine karşı koruma sağladığı gösterilmiştir.