Yurttaşın gerçek derdi - Erol Türk
AKP genel başkanı, Meclis açılışında askeri darbe sonrası yapılan mevcut anayasanın millete biçilmiş dar bir gömlek olduğunu ve süresini doldurduğunu, AKP ve Cumhur İttifakı olarak yeni anayasa konusundaki hazırlıklarını titizlikle yaptıklarını vurguladı. Anayasanın yasakçı değil özgürlükçü, kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı olmasını temel ilke olarak belirlediklerini söyleyen Erdoğan, "Tüm partileri ve milletvekillerini, toplumumuzun tüm kesimlerini Türk demokrasisini yeni ve sivil bir anayasa ile taçlandırma mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum" dedi.
Şunu hemen belirtelim AKP öncülüğünde Cumhur İttifakı yeni bir anayasa yapamaz. Anayasa yapmak sadece maddeleri alt alta yazmak değildir. Yazılan o anayasaya ayrıca bir ruh vermek gerekir. O ruh, kurucu iradenin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ruhu olmak zorundadır. Kurucu irade ile kavga eden o iradeyi yok etmeye çalışan gerici kadroların anayasaya kurucu iktidarın ruhunu yansıtmaları olanaklı mı Genel kuraldır; kanunlar lafzıyla ve ruhuyla beraber uygulanır.
ANAYASA ISRARIMontesquieu 20 yıllık çalışmasının ürünü olan "Kanunların Ruhu Üzerine" adlı eserinde iyi yönetimin temellerini araştırırken despotizmin, monarşinin ve demokrasinin karşılaştırmasını yapar ve farklarını ele alır, yönetimlerin yozlaşmasına yol açan etkenleri tartışır. İktidarın yetkilerinin, monarşilerde olduğu gibi tek bir elden yönetilmek yerine yasama, yürütme ve yargı organları arasında bölünmesi gerektiğini savunur.
1982 Anayasası'nın 45 maddesi bu iktidar tarafından değiştirildi. Parlamenter rejime karşı açıkça darbe yapıldı. Yasama ve yargı yürütmeye, daha doğrusu sınırsız yetkili ama sorumsuz bir başkana yani tek adama devredildi. Şimdi ise oyları erimiş ve azınlığa düşmüş bir parti başkanı yasakçı değil, özgürlükçü; kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı yeni bir anayasa yapılmasını istiyor. Özgürlükleri yok eden, yasaklarla ülkeyi cehenneme çeviren, toplumu kutuplaştıran sanki kendisi değilmiş gibi konuşuyor.
SORUNLARIN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYORAçıkça söylemek gerekirse toplumun yeni bir anayasaya gereksinimi yok. Halk yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. İnsanlar bir parça ekmeğe muhtaç durumda. Birçok evde tencere kaynamıyor. Anneler, okula gönderdiği çocuğunun çantasına bir dilim ekmeği güç bela koyarken ne yasaklarla ne de özgürlüklerle ilgileniyor. "Önce ekmek" diyor insanlar. Yarın ne yiyeceğini düşünen, açlıkla, işsizlikle boğuşan insanlara ülkenin yeni bir anayasaya gereksinimi olduğunu nasıl anlatacaksınız