Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir. Bu tür anların ortak özelliği, uzun süre sorgulanmadan kabul edilmiş bir "dokunulmazlık" ya da "mutlak kontrol" algısını görünür duruma getirmeleridir.
1815'te Waterloo, Napolyon'un askeri gücünden çok yenilmezlik mitini sona erdirmişti. Stalingrad'da kırılan yalnızca bir cephe değil, Nazi Almanya'sının ilerleyişine ilişkin mutlaklık algısıydı. Vietnam'da ya da Yom Kippur Savaşı'nda da benzer bir psikolojik eşik aşılmıştı. Askeri tarihte bu kırılma anları, sonuçlarından çok yarattıkları sorularla önem kazanır.
Geçen günlerde Karadeniz üzerinden gelip Türk hava sahasına yaklaşan ve kontrolden çıktığı belirtilen bir insansız hava aracının F-16'lar tarafından ankırı-Elmadağ hattında düşürülmesi, askeri açıdan bakıldığında rutin kabul edilebilecek bir önleme faaliyeti olarak değerlendirilebilir. Radar tespiti, meteorolojik hava aracı izine benzer bir sinyal, angajman kuralları ve kontrollü imha... Sürecin teknik yönü zaten yetkili makamlar tarafından incelenmektedir. Ancak tarihle ilgilenenler için asıl dikkat çekici olan, bu tür olayların kendisinden çok, neyi hatırlattığıdır.
1987 yılında Batı Almanya'dan havalanan amatör bir pilot, kullandığı küçük bir uçakla Sovyetler Birliği'nin en sıkı korunan hava sahasını aşarak Moskova'ya kadar ulaşmış ve Kızıl Meydan'a inmişti. O dönem dünyanın iki süper gücünden biri olan Sovyetler için sorun, uçağın verdiği maddi zarar değil, mutlak hava savunması algısının ilk kez bu kadar görünür biçimde sorgulanmasıydı. Olayın ardından Sovyet Hava Kuvvetleri komutanı görevden alınmış, savunma mekanizmaları yeniden değerlendirilmişti.
Bugün yaşanan hadise ile 1987 Moskova olayı elbette bire bir karşılaştırılamaz. Teknik koşullar, tehdit algıları ve uluslararası ortam bütünüyle farklıdır. Birinde savunma sistemi aşılmış, diğerinde ise çalışmıştır. Ancak iki olayın ortak noktası, hava sahası gibi "tam kontrol altında olduğu varsayılan" alanların, sembolik düzeyde bile olsa yeniden düşünülmesine yol açmalarıdır.

4