Müfredat değişikliği - Prof. Dr. Kaya Özgen

Milli Eğitim Bakanlığı uzun sürdüğü anlaşılan bir çalışma dönemi sonrası ilk ve orta eğitim için kapsamlı bir müfredat değişikliği tasarısı hazırlamış bulunuyor. Tasarının içeriği incelendiğinde "ilginç" öneriler göze çarpıyor; derslere ayrılan sayfa sayıları çok ilginç:

Din eğitimi ve kültürü 790, peygamberin hayatı, Kuranıkerim, temel dini bilgiler 344, hayat bilgisi 84, Türkçe 228, fen bilimleri 234, inkılap tarihi ve Atatürkçülük 77, biyoloji, fizik, kimya 315, felsefe, tarih 143.

Böyle bir dağılımıprogramı çağdaş bilim ve teknoloji ile bağdaştırmak mümkün değil. Milli eğitim bakanı da "Cemaatler STK'lerdir, onlarla çalışacağız" diyerek niyeti açıkça ortaya koydu.

Bu programa ilk tepki Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nden geldi, dernek adeta feryat ediyor: "Böyle bir maarif modelini ve müfredat değişikliğini reddediyoruz. Amaç çocuk ve gençlerimizi çağın gerçeklerine uygun bilgi ve becerilerle donatmak olmalıdır. Mevcut tasarının bu unsurların hiçbirini yerine getirmesi mümkün değil."

Bu haykırışa hak vermemek mümkün değil, başta veliler olmak üzere, konuyla ilgili tüm STK'lerin de tepkilerini ortaya koymaları dile getirmeleri zorunlu görünüyor. Açıkçası dini eğitim ağırlıklı bir programla karşı karşıyayız. Böylece ideallerindeki "dindar ve kindar" nesiller yetiştirilmesinin tasarlandığı anlaşılıyor. Halbuki bunun tersine gelecek nesillerin çağın bilgi ve becerilerine sahip, Atatürk ilkelerine bağlı olacak şekilde donatmak yetiştirmek zorundayız. Buna karşın bu tasarı ile güdülen amacın, tüm okulları imam hatiplere benzetmek dönüştürmek olduğu düşünülmektedir

Eğitim programını sadeleştirmek bahanesiyle Atatürk ve devrimleri, Cumhuriyet ilkeleri ve laiklik gibi olmazsa olmaz ilkelerin ortadan kaldırılması tasarlanıyor. Bu bağlamda tarikat okullarının ve medreselerin giderek yaygınlaştığı bilinmektedir. Öyle ki tarikat okullarındaki öğrenci sayısının 210 bine ulaştığı belirtilmektedir.