Anayasaya ve bilimselliğe aykırı müfredat - Prof. Dr. Erendiz Atasü

Aslında her şey apaçık! Yurttaş çoğunluğunun güvenini yitiren siyasal otorite, bir yandan göstermelik yumuşama hamleleriyle muhalefeti atalete sevk etmeyi tasarlarken, öte yandan dağılan kitlesini İslam dininin en tutucu yorumunu vurgulayarak kendi altında bütünlemeyi hedefliyor. Alelacele karşımıza dikilen "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" de bu hamlenin bir parçası.br data-mce-bogus"1"

SÖZCÜKLERİN ÖNEMİ

Önce şu "maarif" sözcüğü; niçin herkesin anlayacağı, yıllardır kullanılagelmiş "eğitim", değil de "irfan" sözcüğünü bilmeyene bir anlam taşımayan "maarif" Biz insanlar genellikle sözcüklerle düşünürüz; sözcükler adeta beynimizin kavram haritasını dokurlar. Düşünce, sözcükten sözcüğe yol bularak beynimizde oluşmasını sürdürür. Atatürk boşuna mı Türkçeyi Osmanlıca söylemin sultasından kurtarmayı hedeflemiştir! Sözcükleri birbiriyle etkileşime sokamayan beyinler kavrama yeteneğinden ve yaratıcılıktan yoksun kalır; sadece ezberler.br data-mce-bogus"1"

Sağ siyasal yelpazenin, Osmanlıca söylemin hiçbir zaman halk kitlelerine mal olmadığının farkındaki gerçekçi kadroları, 12 Eylül zihniyetinin Osmanlıca merakına rağmen, kitlelere yalın bir Türkçe ile seslenmeyi sürdürerek taraftar kazandılar. Ancak günümüzde siyasal İslamcıların oyunu değiştirdiği gözlemleniyor; kitleyi ikna diye bir hedefleri yok! Çocukluktan itibaren beyinleri işlemeyen kuşaklar yetiştirmek gibi bir hedefleri var.br data-mce-bogus"1"

Anılan "maarif modeli"nin, ruhu da lafzı da TC Anayasası'nın değiştirilemez hükümlerinden laiklik ile çelişmekte. Eğitimi, Osmanlı döneminde dahi görülmeyen tutucu ve dayatmacı bir dinci kılıfa sokmakta. Bin kere söylendi, laiklik dinsizliği vaz etmek değildir; devletin topluma ve bireyin özel yaşamına dinsel pratikler dayatmamasıdır. Bireyin iç dünyasına müdahale etmemesidir. Ayrıca bu ülkenin İslamın daha hoşgörülü yorumlarına inanan geniş kitleleri olduğu gibi, başka dinlere mensup, ya da agnostik veveya ateist yurttaşları da vardır. Devlet tüm yurttaşlarındır! Hatırlamakta yarar var ki bugüne değin laik toplum düzeninden yana hiçbir yurttaş bir diğerini dindar olduğu için hırpalamamış ama maalesef kara cahil bağnazlık hepimizin hafızasında olan katliamlar yapmıştır.br data-mce-bogus"1"

BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Anılan modelde bir ifade vardır ki hazırlayıcıların bilimsellikten ne kadar uzak olduklarını apaçık ortaya sermektedir: "Değişmez bilgi"! Bilimsel düşüncede böyle bir kavram yoktur; bu kavram dinsel dogmanın tarifidir. Doğa kanunları değişmez mi Koşullar sabit kaldıkça, evet. Peki koşullar sabit midir Su 100 derecede kaynar; sadece deniz kıyısında. Başka yerlerde derecede küçük farklar olur. Böyle farklar, insan soyunun gündelik hayatında -eğer o hayat düzenli akıyorsaönemsenmeyebilir; ancak kâinat insan soyundan ibaret değildir ve dünyamızın doğası günden güne değişmektedir!