Yapay zeka ve yeni bir insan türüne doğru - Ahmet Özer

Tekerlek mekânda, yazı ise düşüncede hareketi geliştirdi, uygarlıklar bu hareketlenmenin sonucu ortaya çıktı. O günden bugüne çok şey değişti.

Birinci değişiklik şuydu; bütün bu gelişmeler zekânın sonucu ortaya çıktı, şimdi zekâ çağı kapanıyor onun yerini yapay zekâ alıyor. Zekâ yapay olunca insan da giderek yapay bir hal alacaktır. Dolayısıyla yapay zekâlı bir insan türü doğacaktır. İnsanlığın doğuşundan itibaren et ve kemikten oluşan çeşitli insan türleri oluştu, bunların hepsi de sonuç olarak "insan"dı. Şimdi bunun yerine kablolardan ve elektrikten müteşekkil bir tür geliyor. Burada soru şudur; tür evrim mi geçiriyor yoksa kökten değişen yepyeni bir türle mi karşı karşıyayız Biraz zaman gerekli bunu anlamak için. Dünün binlerce yıl süren evrimi yanında da bu süre bir iki gün gibi kalır.

İkincisi zekâya dayalı bu hareketlenme ile çok icatlar yaptı insanoğlu. Örneğin matbaayı buldu, atom bombasını icat etti. Ancak hiçbir matbaa kendi başına kitap yazmadı, hiçbir bomba nereye atılacağını kendisi belirlemedi. Ama insan zekâsının ürünü olan yapay zekâ bunu kendi başına yapabilir. İşte tehlike burada. Bu yeni türü biz mi yöneteceğiz yoksa o mu bizi yönetecek Daha sert bir soruyla; onunla barış içinde yaşayabilecek miyiz yoksa onun kölesi mi olacağız İşte sorudan ziyade sorun bu. Üstelik bu öyle hırslı bir tür ki insanı dönüştürmek için yanıp tutuşuyor. Şimdi kablo ve elektrik, su, et ve kemikten çok yer alacak insanoğlunun bedeninde. Bu yeni türün bir biçimi şimdilerde ortaya çıktı bile; "Siborg"lar: Yarı insan yarı makine.

KÖTÜLÜĞÜ DE KATMERLİ OLACAK!

Burada diğer bir nokta da etik mesele. Orada da insanoğlu kendine zarar veriyor. ünkü her türlü hileye, yalana başvuran insanoğlu yeni türe "doğru, dürüst biri ol" diyemez, dese bile onlar bunu yemez. ünkü bu makineler yaratıcısından ne gördüyse onu katmerli uygulayacak. Hem de onun aklının almayacağı bir hızla ve güçte.

Yani ruhunda iyilik ile kötülüğün iki köpek yavrusu gibi hırlaştığı insanoğlu açgözlülüğü ve de tatminsiz zevkleri sayesinde hep kötü köpeği besledi, iyi olanı küçüldü gitti bir köşeye sindi. Şimdi bu kötülüğü katmerli işleyecek bir tür geliyor. Onun şimdiki tam tahayyül edemediğimiz kötülükleriyle karşı karşıyayız. Nasıl ki insanoğlunun yaptığı her şeyi misliyle yapabiliyorsa yapay zekâ kötülük söz konusu olduğunda onu da misliyle yapacaktır.

ŞİMDİDEN ÖNLEM ALINMAZSA GEMİŞ OLSUN!

Ve daha büyük bir tehlike de şu; biyoloji ile irade çatıştığında hep biyoloji kazanır, irade kaybeder, dayansa da bir yere kadar dayanır. Şimdiki türde insani anlamda ne biyoloji ne de irade söz konusu.

İkisini sıfır noktasında buluşturan çelikten yapabilme gücü var. ünkü hiçbir zaman hiçbir yeri acımayacak, vicdanı sızlamayacak, "Şunu niye yaptım" diye hayıflanmayacak. Dün biz onun fişini çekiyorken, yarın o hiç düşünmeden bir kızgınlık anında bizim fişimizi çekebilir. Kim ona ne diyecek ya da kim ne yapacak Varın tehlikenin büyüklüğünü siz düşünün.

EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, ADALET...

Ve oraya varıncaya kadar, yapıp etmeleri işe yaramadığı için ıskartaya çıkardığı "işe yaramayan insanları" (o veya onunla iş tutan tekno-oligarklar tarafından) yok edilecek.

ünkü yeni çağda hemen hemen her alanda insanın yaptığı işleri yeni yapay zekâ ile makineler yapacak. Bu robotlardan öteye giden bir şey. Bir anda milyonlarca sürücü, muhasebeci, savcı, doktor vb. işsiz kalacak. Dün "makbul, muteber" olanlar yarın işe yaramaz olacak. İşe yaramayanların doldurduğu bir dünya ise onlara fazla gelecek ve bu fazlalık budanacak, bir anda bir ormanın kesilmesi bir tarlanın anızlarının yakılarak yok edilmesi gibi, hatta ondan da kolay yok edilecekler. Demek ki bu yapay zekâlı makineler insanların yerini almaya değil, insanları gereksizleştirmeye geliyorlar.