Umudumuzu yitirmedik - Ensar Aytekin

"Sokak, CHP'nin iktidarını istiyor. Sokak, değişim istiyor. Sokak, CHP'de bir büyük devrim istiyor. CHP; iyi, dürüst insanların, haramdan ve yalandan uzak duranların, insanı sevenlerin siyaset yoludur ve unutmayın yol cümleden uludur." Bu alıntı CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kurultay konuşmasında yer verdiği ifadelerdi. 31 Mart seçimleri, bugün bu ifadelerin ne kadar doğru olduğunun da bir anlamda göstergesidir.

Türkiye'de yerel seçimlerle birlikte iktidar değişmiştir. Bu değişime giden yol, kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün bize rehber bıraktığı bilim ve akılla inşa edilmiştir. Seçim süreci, sokağın siyaset dilini bilen, örgütte yetişip içinden çıktığı toplumun hassasiyetlerini ve önceliklerini öne çıkaran bir anlayışı içinde koordine edilmiş, son tutanak teslim edilene kadar da aidiyet duygusu kopmadan çalışmalar titizlikle yürütülmüştür.br data-mce-bogus"1"

Bunun dışında, bu büyük zaferin ortaya çıkmasında, genel toplumsal okumaları da ihmal etmemek gerekir. 2023 seçimleri özel göstergeler içeriyordu. Özellikle ekonomik durumun işçilerin (beyaz yaka dahil) emeklilerin yoğun yaşadığı yerlerde siyasal olanı belirleme girişiminden çok, siyasal olana tepkili olduğunu fark ediliyordu. Örneğin asgari ücretin bölgesel olarak belirlenme önerisi tam o süreçte bir eğilim olarak internet arama motorlarında çokça araştırılan bir konuydu. Bu konuda yazılan yazılar sıkça okunuyor, videolar ise yoğun bir ilgiyle izleniyordu. Bugün hâlâ akademisyenlerin tartıştığı, iş dünyasının ele aldığı, sendikaların ise karşı argüman geliştirdiği bir konu olarak sıcaklığını koruyor.

31 Mart'a giden sürece bakmakta yarar var. Kent meydanları, emekliler için bir dinlenme alanı haline gelmişti; hiç harcama yapmadan akşama kadar bir bank üzerinde kara kara düşünen emeklilerden, sokakta her mikrofona sesini ulaştıran iş gücü içinde olması gereken işsiz gençlere kadar herkes ekonomiden yana ciddi sorunlarla boğuşuyordu. Somut göstergeler üzerine kurduğumuz kampanyada CHP, Türkiye ittifakı diyerek bir ortak aidiyet hattı inşa etti. Mesai saatlerinde yapılan mitinglerde bile alanlar doluydu. AKP'nin ne kadar kötü yönettiğini anlatmayı tercih etmedik; zaten bilinen bir şeyi tekrar dile getirmenin anlamı yoktu. Bunun yerine CHP, kampanyanın hedef kitlesini temel yaşamsal odak parametreleri üzerine ve bu mağduriyetlerde ortaklaşanların üzerine kurdu.

Aday belirleme sürecinde bilime güvenildi. Bilimsel veriler ışığında çıktılarda bazen de şaşırtıcı içerikler bulunuyordu. Anlaşıldı ki kalıp yargılar, sosyal medya aracılığıyla manipüle edici içeriklerle de şekillenmişti. Bu noktada bir tercih yapılmak zorundaydı; ya bilimsel bilginin sunduğu işaretler kullanılacaktı ya da kalıp yargılara dayanılacaktı. Sonuçlarla gördük ki doğru olan yapılmış.