Türkiye'nin spor politikası - Meriç Erdağlı

2024 Paris Yaz Olimpiyatları, Türkiye için bir dönüm noktası oldu. 82 ülke arasında 64. sırada yer alan Türkiye, toplamda sekiz madalya kazanarak 3 gümüş ve 5 bronz madalya ile olimpiyatlara veda etti. 1984'ten bu yana ilk kez altın madalya kazanamayan Türkiye, spor tarihine bu olumsuz sonuçla geçti. Bu tablo, Türkiye'nin spordaki başarısızlığının, ülkenin genel ekonomik ve sosyal gerilemesinin bir yansıması olup olmadığını düşündürüyor.

EKONOMİK GERÇEKLER

Gençlik ve Spor Bakanlığı, 2024 bütçesi için 171 milyar 3 milyon 724 bin lira ayırdı. Bu rakam, yüzeyde tatmin edici görünebilir; ancak bu, sporcuların ve spor yöneticilerinin alım gücünü göstermiyor. Türkiye'de spora yeni başlayanlar devlet desteğinden mahrum kalırken milli sporculara verilen burslar asgari yaşam koşullarını karşılamaktan uzak.

Örneğin, C milli sporcu bursu 2 bin TL, B milli sporcu bursu 4 bin TL, A milli sporcu bursu ise 6 bin TL. 2024 Haziran ayı itibarıyla asgari ücretin 17 bin 2 TL, açlık sınırının 19 bin 44 TL ve yoksulluk sınırının 65 bin 874 TL olduğu Türkiye'de milli sporcuların aldığı burslar, açlık ve yoksulluk sınırlarının altında kalıyor. Bu tablo, sporcuların malzeme, beslenme, sağlık, eğitim gibi temel gereksinimlerini karşılayamamalarına neden oluyor. Dolayısıyla, devletin verdiği destekle bir olimpik sporcu yetiştirmek neredeyse imkânsız hale geliyor.

Türkiye, G20 ülkeleri arasında yer almasına rağmen, bu durum halkın alım gücünün yüksek olduğu anlamına gelmiyor. Bu da sporcuların yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Hükümetin yanlış politikaları, sınırlı kaynakların paylaşımını etkiliyor. Bu durum, sporcuların maddi açıdan daha da zorlanmasına ve dolayısıyla performanslarının düşmesine yol açıyor.