Talat Paşayı biliyor musunuz - Hamdi Yaver Aktan


İttihat ve Terakki'nin "devrimci ruhuydu" Talat Paşa; onu eleştirenler ve hatta "sipariş" üzerine kitap yazanlar bile "İttihatçılığın beyni" olduğunu kabul ettiler.

Ulus devleti, cumhuriyeti içselleştirmeyenler önce İttihatçılara, Talat Paşa'ya saldırdılar. Sonrası mu Mustafa Kemal Paşa'ya, Lozan'a! Hüseyin Cahit Yalçın yazmıştı: "Neşredilmiş bazı eserler ararsanız bunlarda İttihat ve Terakki düşmanlığından başka bir şeye tesadüf edemezsiniz." "Paltosundan" çok sosyal bilimci çıkaran Tarık Zafer Tunaya, "Cumhuriyetimizin temeli İkinci Meşrutiyet'e dayanır" diye yazarken Yunus Nadi de, "Türkiye Cumhuriyeti, Talat Paşa'nın ve İttihat ve Terakki'nin mirasçısıdır" tespitini yapmıştır.

Tarihte devamlılık vardır. Kesin kopukluklar devrimdir ama eski toplum üzerinden yeniyi kurar devrimler... Hüseyin Cahit, belki de ilk kez ve iddialı bir şekilde saptamıştı: "İttihat ve Terakki düşmanları sonra milli hareketin kurtuluş hamlesinin de düşmanları oldular. İttihat ve Terakki mensupları içinde harpten sonra Anadolu'nun milli mücadelesine muhalefet etmiş bir tek kimsenin mevcudiyetinden haberdar değilim.I

'İTTİHAT VE TAKKİ'NİN GÜÇLÜ ADAMİ

ddialı saptamadır ama doğrudur: İttihat ve Terakki levhaları "Kuvayı Milliye" olmuş ve ardından da kurucu partiye evrilmiştir. O nedenledir ki Sivas Kongresi Birinci Kurultayı'dır.

Unutulmaz Adalet Bakanı ve hukuk devriminin mimarı Mahmut Esat Bozkurt, "devlet sosyalizmi" düşüncesinden ötürü kendisini Talat Paşa'ya yakın görür. Celal Bayar, "şefim" der; ismi geçince Mustafa Kemal Paşa'nın gözleri dolar. Biyografisini yazanlar, İttihat ve Terakki'nin güçlü adamı ve sivil lideri olduğuna dikkat çekerler. Örgütçülüğü ve örgütüne bağlılığıyla bir örgüt ustasıdır Talat Paşa. "Üç İstanbul" romanının yazarı Mithat Cemal Kuntay, "Talat Paşa memlekettir" diye tanımlar romanında. O Kuntay ki, unutulmaz, muhteşem şiiri de yazacaktır...

Erken gelen gerici ayaklanmada soğukkanlılığını koruyan adamdır Talat Paşa! Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nu karşılayan da Talat Paşa'dır. Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarında yazılmış olduğu üzere, ünlü ve namuslu Mahmut Şevket Paşa'ya doğru gidendir Talat Paşa! 22 Nisan 1909'da Yat Kulübü'nde Mebusan ve Ayan üyeleri ile toplantıdadır Talat Paşa. Sina Akşin, 22 Nisan'ın 23 Nisan 1923'ü öncelediğini belirterek koşutluk kurmuştur ki yerindedir!

SAVAŞ BİTMİŞ, YENİLMİYİŞİZ

Örgütsüzlüğün, yenilgiden çıkışa çözüm olamayacağını bilen Talat Paşa daha Berlin'e gitmeden Kara Kemal'e Karakol Teşkilatı'nı kurdurur. Erken gelen Silivri Bekirağa Bölüğü'ne yurtseverlermilliyetçiler gönderilirken Yalçın'ın sözleriyle "saklanmadan teşkilatçılık" yapan da Talat Paşa'dır.

İttihat ve Terakki son kongresini toplamıştır. Tarih 1 Kasım 1918'dir. Üzgün Talat Paşa tebessümü bırakmak istemeyen bir tavırla kongreyi aşar; Celal Bayar da yazar: "Gayretlerimizden beklediğimiz neticeyi alamadık, mağlup olduk. Bundan sonra memleketin istiklâliyle uğraşmayı (vatanın) diğer evlatlarına bırakmalıyız" diyerek uzun konuşmasını bitirir.