'Sus' diyen yasa önerisi - Doğu Silahçıoğlu
Son günlerde gündeme düşen iki yeni konu Türkiye'de tartışmalara yol açtı. Bunlar; malı ve yaşamıyla vatandaşa yükümlülük getiren; "Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliği" ile "emekli komutanların medyaya açıklama yapmadan önce ilgili makamlara bilgi vermelerini koşul haline getiren yasa önerisi" oldu. Her ikisi de Türkiye'nin getirilmek istendiği noktayı ortaya koyan; çağdaş hukuk anlayışında yeri olmayan kaygı verici girişimlerdir. Siyasal iktidar; Cumhuriyetin anayasal niteliklerini, onun değer ve kazanımlarını, belleğini yok ederek aydınlık ışığını karartma ve Türkiye'yi şekillendirme uğraşı içindedir.
Aslında bu günlere geliş daha 2002'de başlamıştı. Devlet kadrolarını ele geçirmek ve sonra ülkeyi siyasal İslam ideolojisine göre şekillendirmek amacıyla yola koyulan; bir başka siyasal İslamcı yapıyla da birlikte olan iktidar; karşısında Atatürk Cumhuriyetinin kararlı savunucusu anasayasal kurum ve kuruluşları bulunca duraksamıştı. Bunların başında Türk Silahlı Kuvvetleri geliyordu. Çünkü yasalar ona Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma ve kollama görevi vermişti. Mensupları, yurt ve Cumhuriyet için canını seve seve feda etmeye yeminli ona sevdalılardan oluşuyordu. Her güçlüğe bu bilinçle göğüs geriyorlar, görevlerini yerine getiriyorlardı.
2008'e kadar devam eden bir süreç sonrasında iktidar tarafından Cumhuriyeti korumasız bırakmak için adımlar atıldı. "Vesayet" diye bir sözcük dolaşıma sokuldu. TSK'yi etkisiz kılmak amacıyla bir yapay asker karşıtlığı yaratıldı. Her rütbeden çok sayıda asker düzmece mahkemelerde; akıldışı savlarla, uydurulmuş kanıtlar ve yalancı tanıklarla mahkûm edilerek hücrelere kondular. Sonunda hepsi beraat etse de içlerinden bazıları cezaevi koşullarında, bazıları ise onur mücadelesinde yaşamlarını yitirdi. Silahlı Kuvvetler'in yüce makamlarını işgal etmekte olan komutanlardan bazıları bu dönemde yapılanlara tepki göstererek istifa etme onuru sergilediler. Ama görev başında ya da emekli bazıları; ne yazık ki haksızlık ve zulme uğrayan silah arkadaşlarının yanında durma cesareti gösteremediler.
2013'e gelindiğinde iktidar, askerlerin görev ve yetkilerini kendi düşünce yapısına göre belirlemeye artık başlamıştı. TSK'nin Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi yasalardan çıkarıldı. Yol ortağının darbe girişimi sonrasında oluşan "denetimsiz başkanlık sistemi" döneminde benzer adımlar hızlandırıldı. "Yüksek Askeri Şûra"nın ve "Milli Güvenlik Kurulu"nun yapısı değiştirildi. Askerlerin bu kurullarda yapacağı öneri ya da değerlendirmelerin önüne set çekildi. "Dindar ve kindar bir neslin" TSK'nin insan gücü yapısını oluşturması için yasal düzenlemeler getirildi. "Askeri Yargı Sistemi" ve "Askeri Sağlık Sistemi" yok edildi.