Siyasal sendikacılık... - Dr. Engin Ünsal

İşçi sendikaları demokratik ülkelerin en güçlü sivil toplum örgütüdür. Ülkenin her bölgesinde ve her işkolunda örgütlenme olanakları vardır. Örgütlenme sürecini tamamladıklarında üye sayıları milyonları bulabilir. Bu sayıya sendika üyelerinin bakmakla yükümlü oldukları insanları da eklerseniz ulaşacağınız sayı toplumun çok önemli bir bölümünü oluşturur. Bu sayı ülkemiz için 60 milyon dolayındadır. İşçi sendikalarının bu konumu, onlar için ekonomi ve siyaset alanında büyük bir etki gücü yaratır.

Ülkemiz sendikaları sahip oldukları bu gücün ayırdında değildir ve bu nedenle toplumda sosyal, siyasal ve ekonomik konularda güçlü bir duruş sergileyememektedirler. Bunun nedeni de 1945 yılından sonra Amerika tarafından komünizmin yayılmasını önlemek için başlatılan Soğuk Savaş dönemidir.

Amerika kurduğu AID adlı örgütle gelişmekte olan ülkelerde işçi sendikalarını hedef almış, onları ve üyelerini liberal ekonomin kalıbına uygun konuma getirerek siyasete, sosyal konulara uzak durarak sadece ücret konusuna odaklanmalarını öğütlemiş, bu amaçla 1960'lı yıllarda yüzlerce sendika yöneticisini Amerika'da eğitmiştir. Bu nedenle ülkemizde siyaset fukarası sendikalar Amerikan modeli "ekmek ve tereyağı sendikacılığı"nı uygulamaya başlamış ve sendikalarımız ücret sendikacılığı bataklığına saplanarak etkisiz kuruluşlar konumuna gerilemiştir.

SENDİKALARIN DEMOKRASİYE BORCU

İşçi sendikaları demokrasinin ürünüdür. Bu nedenle üyelerinin çıkarları yanında ülkede demokrasiyi de koruma ve kollama sorumlulukları vardır. Ülkemizi 23 yıldır yöneten AKP demokrasinin temel kurumlarını işlevsiz bırakmış, iktidarını yarattığı her türlü olumsuzluğa karşın sürdürmek için toplumu bir korku tüneline sokmakta bir sakınca görmemektedir.

Demokrasilerde temel bir hak olan eleştiri hakkı gözaltı ve tutuklama nedeni olmaktadır. Demokratik, laik, parlamenter sistem yerine bir İslam cumhuriyeti kurmak için gerçekleştirilmiş başkanlık sistemi gayet ustaca kullanılarak toplum bir karanlık tünele yönlendirilmek istenmektedir. Ana muhalefet partisi bunu önleyecek donanıma sahip değildir. Seçmene iktidara hazır olduğu mesajını verememekte, sığ söylemlerle günlük politikalar sergilemektedir. Toplumun örgütlü kesimi ile ilişkisi zayıf olduğundan bir erken seçim heyecanını toplum yaşatamamaktadır.

Uygulanan ekonomik politikaların altında işçiler, memurlar, emekliler en çok ezilen toplum kesimi olduğu halde işçi ve memur konfederasyonları erken seçim konusunda yeterli ses ve eylem sergileyememektedirler.

İŞÇİLER MEYDANLARA!

İş ve sendika yasalarında işçi ve sendikalar aleyhinde birçok hüküm varken bunların değiştirilmesi konusunda iktidardan hiçbir istekte bulunmayan işçi konfederasyonların parlamenter demokrasinin yok edilmesi karşısındaki sessizliği kabul edilemez. Edilemez çünkü kurulmak istenen "İslam cumhuriyeti" rejiminde sendikalara yer yoktur hiçbir İslam ülkesinde gerçek sendikaların olmadığı gibi.