Sivrisinek sorunuyla mücadele- Prof. Dr. Bekir S. Kocazeybek

İstanbul'da erişkinler ve özellikle çocuklarda sivrisinek sokmalarına bağlı dermatolojik (kaşıntı, ödem, yara, şişme vb.) ve psikolojik (kısmi uykusuzluk) şikâyetler azalsa da her yaz medyada yer almaktadır. Sivrisinek, kene gibi parazitlerin vektörlüğü (enfeksiyon etkeninin taşıyıcılığı) ile viral enfeksiyon etkenlerini bulaştırabilme riskinin artması ciddiye alınması ve izlenmesi gereken bir halk sağlığı sorunudur.

Küresel düzeyde bulaşıcı hastalıkların yüzde 17'sini oluşturan, 3.2 milyardan fazla insanda görülerek yıllık 700 binden fazla ölüm nedeni olan sıtma etkeni plasmodium cinsi parazitler, dişi sivrisineklerden bulaşmaktadır. 2024 yazında İstanbul'un Avcılar, Sarıyer ilçelerinde sivrisinek sokma şikâyetlerinin yanı sıra culex pipiens türü sivrisinekle bulaşabilen Batı Nil virüsünün neden olduğu ve Batı Nil ateşi (BNA) ön tanısı TC Sağlık Bakanlığıİstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nden İBB Sağlık Daire BaşkanlığıİBB Vektörle Mücadele Bilim Kurulu'na iletilen verilere göre, BNA ön tanısı alan 78 olgu (2018'de ön tanılı sadece 1 olgu) İstanbul'dan bildirilmiştir.

SİVRİSİNEKLERLE GELEN HASTALIKLAR

İstanbul'da BNA ön tanılı olgular 2024'te ciddi oranda artmıştır. Ayrıca bazı ateşli viral hastalıkların taşıyıcısı olabilen Asya kaplanı sivrisineği (AKS) ve sarıhumma virüsü (SHV) türü sivrisinekler artık MarmaraTrakya Bölgesiİstanbul'da bulunmaktadırlar. Ve en ilginci ise İstanbul'un iki türe de ev sahipliği yapmasıdır. Türkiye'de aedes türü sivrisinekler bulunsa da olgu bildirilmemiştir. ECDC (Avrupa Hastalık ve Kontrol Merkezi) Avrupa'da Yunanistan, Almanya, Hollanda gibi ülkeler ile Güney Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Kuzey Afrika ve Akdeniz ülkelerinde bu ateşli viral hastalık olgularını bildirmiştir. Bu veriler ülkemiz ve Marmara Bölgesi'nde potansiyel riskin büyüklüğünü göstermektedir.

İstilacı ve şehir sivrisinekleri olarak bilinen ve insanları sokabilme özelliği taşıyan AKS ve sarıhumma sivrisinekleri Güney Doğu Asya'dan yıllar içinde farklı faktörler (küresel ısınma, iklim değişikliği) ve yollarla (küreselleşme, göç-mülteciliğin artması, deniz ticaretinin yaygınlığı ile birlikte minik su kaynakları-lastik, bambu, kavanoz, çiçek vazosu ve plastik kaplar gibi) Türkiye'ye taşınmışlar ve evrimleşerek yaşayabilme ve çoğalma uyumu göstermişlerdir. Türkiye'de ilk kez 2009 yılında Trakya İpsala'da AKS sivrisineği, 2015'te Doğu Karadeniz'de ve 2024'te de İzmir Aliağa'da sarıhumma sivrisineği saptanmıştır.

SAĞLIKLI BİR ÇEVRE İÇİN

Ülkemizde bu sivrisineklerin hastalık risklerini en aza indirmek için kurumsal ve bilim kurullarıyla birlikte mücadele etmek şarttır. Bunun için 2022'den beri İBB Sağlık Daire BaşkanlığıVektörle Mücadele birimi çalışmalarını Vektörle Mücadele Bilim Kurulu'nun bilimsel yönlendirmeleriyle yürütmektedir. İBBSağlık Daire Başkanlığı ile İSTÜN, Hacettepe, İÜ-Cerrahpaşa, İÜ ve Koç Üniversitesi ve ABD Florida Üniversitesi uzmanlarından oluşan bilim kurulu uluslararası kabul gören, kurumların rehberliğinde mücadele çalışmalarını yürütmektedir. 2021'de bu istilacı sivrisineklerle ilişkili uluslararası bir kongre düzenlenmiş ve bu sivrisineklerin Türkiye ve küresel düzeyde yüksek potansiyel riskleri tartışılmıştır. 2022'de ise İBBSağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğü vektörlerle (özellikle aedes spp.) mücadele çalışmalarından dolayı Türk Tabipleri Birliği'nden ödül almıştır.

Peki İstanbul'da sivrisinek mücadelesi için neler yapılmaktadır

- Entegre ve kesintisiz mücadele ilkesi: Tüm yıl 39 ilçede sivrisinek mücadelesi sürdürülmektedir.

- Biyolojik larvasit uygulaması: Birinci maddedeki prensiple tüm yıl boyunca kesintisiz ancak erken bahar döneminde yani önümüzdeki günlerde daha yoğun olmak üzere istilacı sivrisineklere dönük biyolojik larvasit (sivrisineklerin larvalarını yok eden bacillus thuringiensis israelensis ve bacillus sphaericus) uygulaması 4-5 yıldır kesintisiz yaz ayları (mayıs-eylül) ve sonbahar (ekim) dönemlerinde de devam ettirilmektedir.

- Doğal yöntemler: Sivrisineklerin larvalarını yiyen gambusia balıklarının sadece sulak alanlarda uygulanma yöntemi ve yine sulak alanlarda durgun suyu önleme ve drenajı artırmak için su emen bitkiler (sazlıkların korunması ve yaygınlaştırılması) uygulaması.