Özgürlük alanlarını genişletmek - Kadir Serkan Selçuk

Demokrasiyi yalnızca sandık sonuçlarından ibaret gören Recep Tayyip Erdoğan ve partisi, bu düşüncenin vermiş olduğu güvenle yıllar boyunca muhaliflerine karşı baskıcı ve kısıtlayıcı bir tavır sergiledi. Azınlığın fikirlerini ve haklarını da göz önüne alan ve önemseyen çoğulculuk ile kendilerinin uyguladığı çoğunlukçu yönetim arasındaki önemli ve yaşamsal farkı bir türlü idrak edemeyen bu anlayış, geldiğimiz süreçte demokrasinin büyük yara almasına neden oldu.

Sık sık anayasayı delen, bunun önüne geçmeye çalışan Anayasa Mahkemesi'ni düşman olarak gören ve kararlarını uygulamayan, Meclis'i işlevsiz duruma sokan, neredeyse bütün muhalif unsurların fikirlerini yok sayan ve onları ötekileştiren iktidar, bu tavrını her defasında sandıktan önde çıkmalarına ve millet iradesine bağlayarak meşrulaştırmaya çalıştı. Böylelikle kendilerine oy vermeyen kitlelerin tercihini millet iradesinin dışında saydığını da göstermiş oldu.

Fakat seçimlerde birinci olmakla her istediğini yapabileceğini zanneden iktidarın bu düşüncesini kendince meşrulaştırmasını sağlayan tablo 2024 yerel seçimlerinde bozuldu. AKP, tarihinde ilk defa seçimleri önde tamamlayamadı. Bu sonucun alınmasında ekonomik sıkıntıların yanı sıra iktidar mensuplarında gittikçe belirgin hale gelen ve yukarıda da örnekleri verilen kibrin etkisi kesinlikle yadsınamaz. Bu sonuç her şeyden önce "Ben yaptım oldu" anlayışının halk tarafından kesin bir biçimde reddedildiğini göstermekle birlikte, Türkiye'nin Ortadoğu'daki tipik sözde demokratik rejimlere benzemediği gerçeğinin toplum tarafından net olarak ortaya konulması anlamına da gelmektedir.

HALKIN İSTEK VE BEKLENTİSİ

Bir başka deyişle 31 Mart 2024 yerel seçimleri, Türkiye'de en azından sandık demokrasisinin işleyebildiğini ve seçeneksizlik iddiasının boş çıktığını göstermesi bakımından tarihe geçmiş ve örnek olmuştur. Halkın istek ve beklentilerine kulak tıkayarak, hizmet vermemekle tehdit ederek ve ne yaparsak yapalım seçmen bize oy verir hayaline kapılarak ülke yönetmeye çalışmanın nelere yol açtığı görülmüş ve bu yanılgıdan duyulan pişmanlık seçim gecesi Erdoğan'ın yaptığı konuşmaya ve ifadelerine de yansımıştır.