Özgün miras - Hamza Kie

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan harcın sağlam bir şekilde yerleştirildiği, geleceğe umutla bakışın tazelendiği bir günü kutluyoruz. Kutlama edimleri yalnızca nostaljiye kapılmak değil, aynı zamanda bu mirasa sahip çıkmak, onu gelecek nesillere aktarmak anlamına gelir. 23 Nisan; bir felsefenin, bir ideolojinin ve bir toplumsal düzenin yansımasıdır. Türkiye'nin modernleşme sürecindeki en önemli kilometre taşlarından biri, ulusal egemenliğin ve demokrasinin en güçlü ifadesidir. Yalnızca çocuklara armağan edilmiş bir bayram değil, halkın iradesinin de sembolüdür.

Atatürk'ün öncülüğünde açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), yalnızca siyasi bir yapı değil, aynı zamanda demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün temsilidir. Bu Meclis, ulusal egemenliği kayıtsız şartsız millete vererek Türkiye'nin geleceğini halkın ellerine bırakmıştır.br data-mce-bogus"1"

23 Nisan'ın önemi sosyolojik ve kültürel bir boyutta da derin izler bırakmıştır. Bugün, Türkiye'nin çok kültürlü yapısını ve çeşitliliğini kutlamak için bir fırsattır. Çocuklar, bu çeşitliliğin, zenginliğin ve geleceğin teminatı olmayı temsil ederler. Bugün, Türkiye'nin tüm yurttaşlarının barış içinde yaşadığı, demokrasinin ve insan haklarının güvence altında olduğu bir ülke olma vizyonunu yeniden hatırlamalıyız. Ancak, bu vizyonu gerçekleştirmek için mücadele etmek gerekmektedir.br data-mce-bogus"1"

23 Nisan, bir yolculuğun başlangıcıdır. Bu yolculukta, her birimizin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi, demokrasiyi ve insan haklarını savunması gerekmektedir. Türkiye'nin geleceği, bugün attığımız adımlara bağlıdır.br data-mce-bogus"1"

Türkiye'nin demokrasi mücadelesi, 23 Nisan 1920'de açılan TBMM ile başlamıştır. Bu Meclis, halkın iradesini temsil eden bir kurum olarak, ulusal egemenliğin en güçlü sembolü olmuştur. Ancak, demokrasi mücadelesi sürekli bir çaba gerektirir.br data-mce-bogus"1"

Bugün, Türkiye'nin demokratik ilkelerine ve insan haklarına olan bağlılığını yeniden vurgulamak gerekir. Çocuklar, bu değerleri benimseyerek yetiştirilmelidir.

Demokrasinin yalnızca siyasi bir kavram olmadığını anlamak önemlidir. Demokrasi, herkesin eşit ve adil bir şekilde yaşayabileceği bir toplumun oluşturulması anlamına gelir. Bu nedenle, demokratik değerlere ve insan haklarına olan bağlılığımızı gözden geçirmeliyiz.br data-mce-bogus"1"

Bugün, Türkiye'nin demokratik geleceğine olan inancımızı yeniden canlandırmak için de bir fırsattır. Bu inanç yalnızca sözde değil, eylemde de kendini göstermelidir. Her birimiz, demokratik değerlere sahip çıkmalı ve demokrasinin güçlenmesi için çaba göstermeliyiz.br data-mce-bogus"1"