Olaylar ve Görüşler: Türkiye'ye önelik yeni tehdit - Doğu Silahçıoğlu
Yakın dönemde ABD destekli İsrail'in içinde yer aldığı çatışma ortamında Filistin ve Lübnan'da yaşanan vahşet, 15 yılı aşkın bir zaman dilimi içinde Suriye'de oluşan yeni durum, ABD, Türkiye, Rusya ve İran'ın bu olaylara eylemli şekilde karışması yeni bir resim ortaya koydu. Suriye'nin içine düştüğü güçlükler ve bunun yarattığı sonuçlarla bölgede siyasal dengeler altüst oldu. Türkiye, bu olaylardan etkilenen ülkelerin başında geliyordu. Çünkü siyasal İslamcı "denetimsiz başkanlık sistemi"nin neden olduğu yıkımların da katkısıyla oluşan yeni coğrafyada ülke için yeni bir tehdit doğmuştu.
OLASILIKLARIrak topraklarında geçmişte ABD tarafından yaratılmış bölgesel yönetim ve onun batısında ve ona bitişik Suriye topraklarında oluşturulan ABD destekli YPGPYD'nin işgalindeki alanda henüz niteliği belirsiz bir yönetimsel yapı görünür olmaya başlamıştı. Zamanla şekillenecek olan bu yapının; alacağı dış yardım ve destekle, başta askeri, ekonomik ve siyasi alanlarda gelişimini tamamlayarak doğusundaki "Irak Bölgesel Yönetimi" ile birleşmesi ve bu şekilde beliren yeni alanın kuzeyinde, Türkiye ve İran'da yaşayan Kürtler için bir "anavatan"ın oluşması güçlü bir olasılık olarak ortaya çıktı.
Bu yeni durumun olasılıklarını iredelemeliyiz. Bu yeni durumda; ABD, bazı AB ülkeleri ve İngiltere başta olmak üzere bir kısım ülkeler, Türkiye'nin Kürt asıllı yurttaşlarını bu "anavatan"la bütünleşme yolunda girişimde bulunmaya özendirebilir. Bölücüayrılıkçı terör örgütü, Irak ve Suriye'de bulunan silahlı unsurlarını yeniden Türk topraklarına taşıyarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu'yu yeniden konuşlanma alanı haline getirebilir ve silahlı terör eylemleri için yeni bir girişim başlatabilir.
Böyle bir gelişme; Türkiye'nin ulus ve ülke bütünlüğünü sağlama ve topraklarını koruma açısından "olağanüstü hal" ve hatta "bölgesel seferberlik" önlemlerinin alınmasını gündeme getirebilir ve bölgede geniş çaplı bir "iç güvenlik harekâtı"nın yürütülmesini gerekli kılabilir. Bu harekât sırasında bölge halkının tavrı genel anlamda bölücüayrılıkçı harekete karşı olsa da coğrafi koşulların özelliğinden kaynaklanan nedenlerle örgüt bölgenin bazı kesimlerinde varlık gösterebilir.
Bütün bu gelişmeler devam ederken bölgede, 1991 sonrasında "Irak'ın kuzeyinde" oluşturulduğu şekilde, ABD, bazı AB ülkeleri ve İngiltere'nin de içinde yer alabileceği bir "koalisyon" tarafından bölgede bir askeri denetim boşluğu oluşturma gayretleri görülebilir.
Bu ülkelerin desteğinde icra edilecek koalisyon harekâtıyla birlikte, emperyalist amaçlarla güneyden kuzeye bir "İsrailKürdistan-Ermenistan-Gürcistan" ekseni oluşturulabilir; bölge topraklarının bu eksene dahil edilmesi gündeme gelebilir.
SİLAH KISITLAMASI VE AMBARGOYeni tehdidin ortaya çıkması üzerine, bölgenin bölücüayrılıkçı silahlı unsurlardan arındırılması amacıyla iç güvenlik harekâtı sürdürülürken anılan ülkeler tarafından geçmişte örnekleri görüldüğü şekilde, TSK'nin sahip olduğu dış kaynaklı silah araç gereç ve malzemeden yararlanması ve bu tür teçhizat ve malzemeyi özellikle bölgede sürdürülen iç güvenlik harekâtında kullanması kısıtlanabilir ya da engellenebilir. Ek olarak Türkiye'ye karşı örtülü ya da açık, genel veya kısmi ambargo uygulaması gündeme gelebilir.
Bu arada iç güvenlik harekâtının hava desteği gereksinimlerinin karşılanması için Türk hava sahasının TSK tarafından kısıtlamasız kullanımı önem kazanırken yine bu devletler tarafından geçmişte Irak'ın kuzeyi örneğindekine benzer şekilde bir uygulamayla, bölge hava sahasının elektronik veya eylemli yöntemlerle Türkiye tarafından kullanımı önlenebilir ya da kısıtlanabilir.
ÇEVRESEL TEHDİTBu olasılıkların gerçekleşmesine bağlı olarak koalisyon güçlerinin harekâtı, bağımsız yeni devletin kuzeyindeki Türkiye'ye doğru genişleyebilecek bir şekle dönüşebilir ve harekâtın sınırları, aynı anda ya da ayrı bir zamanda İran topraklarının kuzeybatısına ulaşabilir.
Bölücüayrılıkçı güçlere bu kapsamda sağlanacak uluslararası destek, olayların akışını etkileyebilir. Bu girişimler Türkiye'yi bölgede daha geniş boyutta ve daha kapsamlı önlemler almaya yöneltebilir. Sonuçta "genel seferberlik" ve "savaş hali" ilanına yol açan bir durum ortaya çıkabilir.
Bölgede çıkarları olan devletler, Türkiye'nin çok boyutlu mücadelesini uluslararası düzlemlerde aldıracakları kararlarla engellemeye yönelebilirler. Bütün bu gelişmeler sürerken Türkiye ile sorunları bulunan ya da Türkiye için doğrudan tehdit oluşturan bazı ülkeler, yeni durumdan yararlanarak kendi ulusal hedefleri doğrultusunda girişimde bulunabilirler. Türkiye'yi ayrı bir cephe oluşturmak ve önlem almak zorunda bırakabilirler.