Olaylar ve Görüşler: 100 yıllık Türk-Alman dostluğu: Geleceğe dair- Jürgen Schulz
Önemli bir ortaklığın temellerini atan Türk-Alman Dostluk Antlaşması'nın üzerinden bir asır geçti. Bu 100 yıl, iki ülke arasındaki derin insani bağlarla şekillendi. Gerek 1920'li ve 1930'lu yıllarda modern Türkiye'nin kurulmasına katkı sağlayan Alman öncüleri, gerekse Almanya'da yaşayan Türkiye kökenli insanlar bu benzersiz dostluğu şekillendirdi. "İşgücü Antlaşması", 1961 yılından itibaren Türkiye'den Almanya'ya önemli bir göç yaşanmasına neden oldu.
Bu insanlardan birçoğu için Almanya kalıcı yeni vatanları haline geldi. Bu eşsiz etkileşim o zamandan beri Almanya'nın kültürel zenginliğine önemli bir katkı sağladı ve Almanya ile Türkiye'yi daha önce olmadıkları kadar yakın bir biçimde birbirine bağladı.
İKİLİ TİCARETİMİZBunun haricinde de iki ülke yakın ortak ve dostlar. Almanya, Türk şirketleri için en önemli ihracat pazarı ve ikili ticaretimiz bu yıl da artmaya devam etti. Gelecekte de ortak projeler için, özellikle de yeşil teknoloji alanında potansiyel görüyoruz. Yatırımlar, ticari ortaklıklar ve inovasyon paylaşımı sayesinde Almanya ve Türkiye ekonomik açıdan karşılıklı olarak birbirlerinden faydalanıyor ve sürdürülebilir bir kalkınmayı teşvik ediyorlar. Bu bizi karşılıklı olarak güçlendirdiği gibi, iklim koruması konusunda da kendi belirlediğimiz hedefleri yakalamamıza yardım edebilir. Almanya 2045, Türkiye ise 2053 yılına kadar iklim nötr olmak istiyor. Ancak bu yönde kesin adımların atılması gerekiyor. Özellikle de sera gazı emisyonlarının şimdiden kararlı bir şekilde düşürülmesi gerekiyor.
İŞBİRLİKLERİMİZSiyaseten de yakın bir eşgüdüm içerisindeyiz. Özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısı, NATO içerisinde ve ortak güvenlik politikalarında yakın bir işbirliğine ihtiyacımız olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye, şubat ayında ortak bir biçimde karada konuşlandırılmış hava savunma kabiliyetlerimizi güçlendirmek istediğimiz Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi'ne dahil oldu.
Dünya genelinde artan krizler göz önünde bulundurulduğunda, güvenlik, barış, istikrar ve gıda güvenliği için birlikte hareket etmemiz ve insaniçözümler aramamız önemli. Ukrayna ya da Suriye'de olduğu gibi dünya genelinde gittikçe artan savaşlar ve çatışmalar -her ne kadar Almanya ile Türkiye İsrail ve Hamas arasındaki çatışma konusunda farklı bakış açılarına sahip olsa daGazze'deki feci insani durum bunu her seferinde açıkça ortaya koyuyor. Biz mümkün olan en kısa sürede silahların susması gerektiğine inanıyor ve akabinde de bu ateşkesin insani yönden kalıcı olmasını ümit ediyoruz. Bölgede kalıcı barış ancak iki devletli çözüm temelinde mümkün olabilir. Bunun için çatışmanın taraflarına ilgili kanallarımız üzerinden etki etmek için çabalıyoruz.