Mustafa İlker Gürkan - Hamdi Yaver Aktan

Cumhuriyetin militan dairesi" diyerek tanımladıkları ve sözde eleştirdikleri Yargıtay'ın o unutulmaz 8. Ceza Dairesi'ndeki çalışma makamımdaydım... Öteden beri bildiğimtanıdığım 68'li geldi, "Baromuzda konuşma yapmanı istiyorum" dedi.

"Sayın başkan, beni onurlandırıyorsunuz; Onursal Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu'nu da davet ederseniz daha iyi olur" dediğimde kabul etti.

Deniz Gezmiş'li yıllar

Muğla Barosu'nun o toplantısı çok güzel geçti. Akşam, Azmak koyunda Deniz'li (Gezmiş) anılarından söz etti. Nasıl uğurlandığını duygulu bir biçimde anlattı; Devrimci Öğrenci Birliği'ni, Dev-Genç'i, Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü de!..

Emperyalizmin bekçisi İsrail'in saldırılarına karşı bugünlerde "Gazze, Gazze..." diyenlerin geçmişte emperyalizmin 6. Filo'sunu nasıl "kıble" yaptıklarını bir kere de ondan dinledik, dinledik; 6.Filo'nun adamlarını Deniz'le nasıl denize döktüklerini...

Kurgulanmış davalardaki ulusalcıantiemperyalist duruşunu gördük. Ödünsüz devrimciliğini, Cumhuriyetçiliğini bir kez daha gözlemledik. Unutulmaz Cumhuriyet Başsavcımız Sabih Kanadoğlu, daha ilk gördüğünde onu "çok farklı bir başkan" olarak nitelendirdi! Gerçekten de farklıydı.

Ekranda yazıyordu: Türk solunun büyük kaybı! Aynı zamanda Türk hukukunun da büyük kaybı!

Akademik çevre

Toplantının başında -hiç de hak etmediğim ölçüdeşahsımı tanıtıyordu: "Türk hukukunun büyük evladı!" Nail Çakırhan Konağı'nda teşekkür ederken mahcuptum; belirttim, ardından espri yaptım: "Başkanım, Türk solunun büyük evladı gibi geldi" dediğimde, "Görevdesin, söyleyemedim" yanıtını aldım, güldük...