Mehmetçiğe kanını veren doktor - Haydar Aksu

1970'lerde olanaklar ölçüsünde ve özellikle acil hallerde Van Askeri Hastanesi'nde sivil halka da hizmet verilmekte, ulus-ordu birlikteliğine, iç cephenin güçlendirilmesine katkı sunulmaktaydı.

Bu yıllara ait bir anektodu aktarmak isterim. 1979 yılında jandarma sınır tugayında karargâh bölük komutanıydım. Nöbetçi amiri olduğum ve kan verme sırasının benim bölüğümde olduğu bir gece askeri hastaneden acil kan isteği geldi. İstenilen kan grubuna sahip 3-4 er alarak Hacıbekir Kışlası'ndan şehrin öbür ucundaki askeri hastaneye gittiğimizde çok gecikmiştik. Vardığımızda Tbp. Yzb. Naki Selmanpakoğlu, kan kaybetmekte olan yaralı Mehmetçiğe bizzat kanını vermekte idi. Sonra ameliyata aldı. Deyim yerindeyse Mehmetçiğin yaşamıbı kurtardı. Durumu yeni tugay komutanımız General Sedat İlhan'a rapor edince, doktoru takdirname ile ödüllendirdi. Bu davranış askeri hastaneler ve doktorlarımız adına bir gurur ve iftihar tablosu idi. O müthiş doktorla o gün dost olduk, 11 Kasım 2024 günü vefatına kadar da dost kaldık.

Prof. Dr. E. Alb. Naki Selmanpakoğlu, ABD'deki uzmanlığından sonra, Ankara Gülhane Askeri Hastanesi'nde yanık tedavi merkezi kurmuş, buranın uzun süre başkanlığını yapmış, Gülhanelilerle dernekleşerek Atatürkçü bir eğitim verilmesinde büyük katkıları olmuştur.

Prof. Dr. Selmanpakoğlu, ADD üyeliğinden başka TEMA'da Hayrettin Karaca ile çalışmış bir doğa dostu idi. Bir kalemde 8-9 çam cinsi sayması da unutamadığım vasıflarındandır. 15 Temmuz 2016'da darbe girişimi sonrasında askeri hastaneler ya kapatıldı ya da Sağlık Bakanlığı'na devredildi. Askeri hekimler duruma itiraz eden yüzlerce makale, bilimsel eleştiri ve raporlar yazdılar. Prof. Dr. E. Alb. Metin Özata bunların başında gelir. Bir emekli asker olarak basına yansıyanlarından okuyabildiğim biri de Prof. Dr. Ahmet Saltık'tan geldi. Hukukçuluğundaki cesaretle, askeri hastanelerin neden kapatıldığını sordu.