Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 15 Kasım 1983'te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular. İngiliz idaresi'nin, salt İslami kimliğe hapsettiği yoksul bir cemaat yapısından bugünkü anayasal devlet yapısına geçiş kolay olmamıştır. Kıbrıs Türk halkının, acılarla dolu çileli bir yolculuktan sonra egemenliğine kavuştuğunu unutmak, bedel ödeyenlerin anılarına saygısızlık olur!
Makarios, Kıbrıs Türküne 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'deki yüzde 30'luk egemenlik kullanım hakkını bile çok gördüğü için, tek taraflı 1963 yıkım hamlesi ile Kıbrıs Türk toplumu ortaklıktan dışlanmıştır! Arkasından gelen 1963 Genel Komite, 1967 Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, 1971 Kıbrıs Türk Yönetimi, 1974 Barış Harekâtı'ndan sonra, 1974 Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, 1975 Kıbrıs Türk Federe Devleti aşamaları ve nihayet 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti'nin ilanı gibi siyasal atılımların hepsi, adada, farklı iki toplum arasındaki egemenlik kullanım dengesini sağlama girişimleridir.
ATEŞ EMBERİNİN ORTASINDARumlar, hemen her evrede, adada çoğunluk oldukları savı ile egemenliği tek başına kullanma hırsına kapılırken Kıbrıs Türkü de haklı olarak bir var oluş ve kendi egemenliğine sahip çıkma savaşımı içinde olmuştur. Rum-Yunan ikilisinin, Kıbrıs Türklerine azınlık statüsü verilmesini öngören bir kararı, 13 Mayıs 1983'te BM Genel Kurulu'ndan geçirmesi üzerine, Rauf Raif Denktaş önderliğindeki Federe Meclis üyeleri, 15 Kasım 1983'te bağımsız ve egemen bir devlet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan etmişlerdir.
Uzlaşıya açık çok taraflı görüşmeler, 50 yılı aşkın bir süre devam etmiş, ancak Rum kesiminin üstünlük kurma tutumları ve dış dinamiklerin de çıkara dayalı diplomasi oyunları nedeniyle şimdiye değin bir çözüme varılamamıştır. GKRY'nin, 2004'te AB'ye tam üyeliğinden sonra bozulan egemenliği kullanım dengesine şimdilerde yeni yeni halkalar eklenmektedir! Kurulan çok bileşenli birlikteliklerle Ege ve Akdeniz'de dengeleri büsbütün bozacak nitelikte daha ileri adımlar atılıyor! Örneğin Norveç'in, GKRY'ye uyguladığı silah ambargosunu kaldırmış olması, son derece düşündürücü sıcak bir gelişmedir! Kısacası, KKTC, tam bir ateş çemberinin ortasındadır.
BAĞIMSIZ BİR DEVLETBilindiği gibi devlet; askeri, jandarması, polisi ve kurumları ile içeride ve dışarıda egemenlik kullanım hakkı olan tek yetkedir(otorite). Bu bağlamda dışarıya karşı egemenliğin, Türkiye olmaksızın korunamayacağı gerçeği gün gibi ortada olup hep ayrı tutulmalıdır. İçerideki egemenlik kullanımı ise tartışmasız, 42. yaşını dolduran KKTC'nin tekelindedir. Bu devletin, salt Türkiye tarafından tanınmış olması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne de iç egemenliğe müdahale hakkını vermez. Örtülü veya örtüsüz kimi müdahalelerin ne gibi bir sonuç doğurduğu, geride bırakılan 19 Ekim cumhurbaşkanı seçimlerinde görülmüş olmalıdır.

4