Karşıdevrimin subay kıyımı! - Doğu Silahçıoğlu
Kara Harp Okulu'nda öğretim ve eğitimlerini tamamlayarak 30 Ağustos 2024'te törenle yıldız takan, kılıç kuşanan teğmenlerin daha sonra anayasaya, laik ve demokratik Cumhuriyete bağlılık ve sadakat yolunda ant içerek gerçekleştirdikleri kılıç çatma geleneğinde yükselen "Mustafa Kemal'in askerleriyiz!.." haykırışları ülkenin dört bir yanına yayıldı.
Bu inançlı ses; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni bir din devletine dönüştürmek isteyen siyasal İslamcı karşıdevrim yanlılarında büyük endişe yarattı. Çünkü Türk gençliğine özgü örnek bir davranış sergileyen genç teğmenlerin ortaya koydukları resim, "Atatürkçü düşünce sistemi"nin Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ne derece egemen olduğunu gösteriyordu.
Tören sonrasında o teğmenler için gerçeklerle ilgisi olmayan suçlayıcı savlar ileri sürüldü. Atatürk'ün adının yer aldığı bir ifadenin coşkuyla haykırılmasından ve bu ifadenin toplumun geniş kesimlerince tekrarlanmasından rahatsızlık duyanlar oldu. Bundan kasıtlı anlamlar çıkaranlar oldu. Ardından 5 teğmen ve onların sıralı 3 komutanı, siyasal İslamcı karşıdevrimin pençesinde bırakıldı. Silahlı kuvvetlerle olan bağları koparıldı. Sonuçta haksız, hukuksuz bu girişim, büyük bir toplumsal tepki yarattı. Ulus vicdanında derin yaralar açtı.
TOPLUMSAL YAPI VE ATATÜRKTürk ulusu Atatürk'ü; toplumu esaretten, yurdu işgalden kurtaran bir "kahraman" olarak görür. Onu "büyük kurtarıcı" olarak bilir. Onu "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu" olarak tanır ve gönlünde yaşatır. Her yerde onunla yan yanadır. Yaşamını ve düşüncelerini onun ilke ve devrimleriyle şekillendirir.
Ne var ki bütün bunlar, siyasal İslamcı karşıdevrimin, Türkiye'nin laik devlet yapısını yok etmeye yönelik adımları önünde birer engeldir. Çünkü Atatürk'e karşı ulusça duyulan sevgi ve hayranlık, ona olan bağlılık, karşıdevrimciler açısından çok büyük tehlikedir. Çünkü Atatürk; laik demokratik Cumhuriyetin korunması ve devamı yolunda toplumsal direnç oluşturan, yıkılması olanaksız bir kaledir. Atatürk'ün ilke ve devrimleri; toplumu, devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni şekillendiren değerler silsilesidir. Ona duyulan sevgi ve hayranlığın, onun ilke ve devrimlerine olan bağlılığın, onun düşünce sistemine olan inancın yok edilme girişimlerinin asıl nedeni budur.
Atatürk sevgisini kalplerden söküp atmayı; onun düşüncelerini beyinlerden çıkarmayı düşleyenler, bunu gerçekleştirmek için korku iklimi dahil her türlü ortam ve olanağı yaratmanın ve ondan yararlanmanın çabası içindedirler. Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden yürüyen, onu "ebedi başkomutan" bilen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin göz bebeği "Harbiyeli teğmenler"in en mutlu günlerinde, hiç yok yere yaratılan bir bardak sudaki fırtına örneği bunun son uygulamasıdır.
Türk ulusu bugün, Atatürk'ün ilke ve devrimlerini hedef alan, Cumhuriyetin değer ve kazanımlarını yok etmeyi amaçlayan, ülkede Atatürk karşıtlığı oluşturarak toplumsal ayrışmadan yarar uman, toplumsal yapıyı değiştirmeye ve bir şekilde bundan çıkar sağlamaya çalışan, laiklik karşıtı karşıdevrimci siyasal İslamcı bir hareketle karşı karşıyadır. Ama "laik demokratik Atatürk Cumhuriyeti"nin ışıkları yakın bir gelecekte yeniden yurdun her yanında parlayacak; ülkede teokratik devlet düzeninin kurulması yolundaki çabalar hiç kuşkusuz halkın demokratik yöntemlerle geliştireceği çözümler karşısında sonuçsuz kalacaktır.