1970'li yıllarda Denizli Kız Meslek Lisesi'nde çalıştım. Ana caddeye bakan güzel okulun yaklaşık 100 metre ilerisinde Erkek Sanat Okulu vardı. Her iki okulun çocukları gelip geçerken birbirine bakıyorlardı. Bir gün denetlemek için her iki okula da Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri geldi. Onlara bu çocukları ayırmanın eğitim bakımından yanlış olduğunu, okulları birleştirip kaynaştırarak öğrencilerin daha çok başarılı olacaklarını söyledik. O zamanki denetmenler politik atanan kişiler değil, gerçekten eğitimci kişilerdi. Bakanlığa önerinizi sunacağız dediler.
Bakanlık bırakın iki meslek okulunu birleştirmeyi Valilik binasını daha görkemli yapacağız diye hem Kız Meslek Lisesi'ni hem de Sanat Enstitüsü'nü yıktılar. Valilik yapısı büyürken o güzelim okullar yok oldu.
Yine ivril Lisesi'nde çalışırken de okulun kendi malı olduğunu sanan bir müdür kız ve erkek çocukların bahçesini ayırmıştı. Dalgınlıkla birbirinin bahçesine giren çocuklar cezalandırılıyordu. Kaç çocuk bu yüzden dayak yemişti. Öğretmen örgütleri, duyarlı velilerle birlikte tepki göstererek bu yanlış uygulamadan vazgeçildi.
LAİK EĞİTİMİN GEREĞİKarma eğitim çağdaş, laik, bilimsel eğitimin temel bir özelliğidir. ocukları, öğretmenleri cinsiyetlerine göre ayırmak yanlıştır. Atatürk, Sakarya Savaşı öncesi Ankara'da 1921'de toplanan ilk Maarif Kongresinde, kadın erkek ayrı ayrı oturan öğretmenlere bunun yanlış bir durum, kendine güvensizlik göstergesi olduğunu söylemiş ve birlikte oturmalarını sağlamıştır.
Bundan yaklaşık yüz yıl önce, 1926'da, devrimci Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati birçok çağdaş eğitim atılımı yanında ilk kez karma eğitimi başlatmıştı. Yüz yıl sonra laiklik karşıtı tutumu Anayasa Mahkemesi'nce saptanmış AKP ve onun Milli Eğitim Bakanı laik, bilimsel eğitimin bu temel özelliğine çekinmeden darbe indiriyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin daha önce "Gerekirse kız çocukları için yeni okullar açabilmeliyiz" diyerek karma eğitimi tartışmaya açmıştı. Kamuoyundaki tepkilere aldırmadan bu öğretim yılında Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlı, "yalnız kız çocuklarının alındığı" ortaokulları açıyor. Şimdilik sayısı altı olan bu okulların fırsat bulduğunda sayılarının arttırılacağı, genelleştirileceği belli.
Sokakta, çarşıda, pazarda, tarlada okul öncesi ve ilkokulda birlikte olan çocuklar ortaokula gelince birtakım çevrelere ödün verilerek ayrılıyor. Küçücük, 10 yaşındaki çocukları birbirinden koparanlar aynı düşünce egemen olursa yarın önce sınıfları, sonra okulları ayırır. Ancak güçleri, ömürleri buna yetmeyecek. Bu ak karanlık son bulacak.
ANAYASA VE YASALAR NE DİYORAnayasanın 42.maddesi "...Eğitim ve öğretim Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz." Cinsiyetlere göre çocukları ayırmanın neresi "Atatürk ilkelerine, çağdaş bilim eğitim esaslarına" uyuyor