Hukukun ahlakı yok edildi - Av. Erol Türk
Hukuk ve ahlak arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Ahlak kuralları ile hukuk kuralları insan davranışlarını yönlendirir ve düzenler, bu nedenle bir kural gücünü ve değerini taşır. Ahlak kuralları iyi davranışın, hukuk kuralları ise haklı davranışın ne olduğunu yanıtlar. "Hukukun ahlakı nedir" diye sorduğumuz zaman alacağımız yanıt şudur: Hukukun ahlakı, hukuk kurallarının düzenlenip yürürlüğe konmasında, uygulanmasında, denetlenmesinde hukukun üstünlüğünün ve adaletin sağlanmasına yarayan ahlaki değerlerin bütünüdür. Başka bir tanımla, hukukçuların uygulamalarında uymaları beklenen temel davranış ilkeleridir.
Ahlak kuralları evrenseldir. Dworkin'e göre, adil bir düzen ancak hakların, ona sahip bireylerin elinde bir koz olarak durduğu bir kamusal adalet anlayışının varlığı ile yaşama geçirilebilir. Dworkin hukukun yalnızca yasalarda yazılı hukuk olmadığını, o kuralların yanında önceden mevcut olan evrensel hukuk kurallarının ve doğal hukukun da var olduğunu belirtir. Hukuk ya vardır ya yoktur. Kısmi hukuk olmaz. Adalet, yazılı kuralların dar kalıplarına sıkıştırılamayacak ölçüde üstün bir kavramdır. Adalete yalnızca yazılı kurallarla değil aynı zamanda hukukun bir parçası olan ilkelerle ulaşılır. Yargıçlar kural yokluğunda ilkelere başvurarak adaleti sağlamalıdır. Yasama faaliyetini yürüten siyasilerin ve onların tercihlerini denetleyen, uygulayan hukuk insanlarının ana ölçütünün insan hakları, insanın doğası ve evrensel ahlak ilkeleri olması gerekir.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumda iki buçuk milyon mühürsüz oy geçerli sayılarak Türkiye'de rejim değişti. Yasama ve yargı yürütmenin yani tek adamın emrine girdi. Meclis Saray'ın istediği yasaları çıkarıyor. Yargı tek adamın istediği kararları veriyor. Anayasa askıya alındı. Yasalar muhaliflere ayrı, iktidar yanlılarına ayrı uygulanıyor. Yargıçlar, yasalara vicdani kanaatlerine göre karar veremiyor.
18 Mart'ta İBB başkanı İmamoğlu'nun 30 yıl önce aldığı diploma yasalara açıkça aykırı olarak yetkisiz üniversite yönetimi tarafından iptal edildi. 19 Mart'ta tutuklandı ve ceza evine atıldı. Aradan 100 gün geçmesine rağmen hâlâ iddianame hazırlanmadı. İmamoğlu'nun ardından dalga dalga tutuklamalar yapıldı ve İBB yönetiminden 156 kişi tutuklandı. Tutuklamalar yalnızca gizli tanıkların ve itirafçıların ifadelerine dayanarak yapılıyor ancak somut hiçbir delil ortaya konulamıyor. İnsanlar yargılanmadan cezalandırılıyor. İstanbul'da CHP'nin 11 belediye başkanı tutuklandı. Esenyurt ve Şişli belediyelerine kayyum atandı. İBB Başkanı İmamoğlu'nun avukatı tutuklandı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetimi görevden alındı. Avukatların protesto yürüyüşü valilikçe keyfi olarak engellendi, şiddet uygulandı. Halkın yargıya güveni yok.