Hukuk devleti ilkesi ve Venedik Komisyonu - Dr. Ahmet Münci Özmen

Avrupa Konseyi'nin, bağımsız uzmanlardan oluşan ve "Venedik Komisyonu" olarak anılan "Hukuk Yoluyla Demokrasi Avrupa Komisyonu", Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nu (HSK) incelemiş ve tespit ve önerilerini içeren görüşünü 9.12.2024 tarihinde yayımlamıştır.

Komisyon görüşünü, demokratik toplumlarda temel hak ve özgürlüklerin hukuk devleti ilkesine saygı göstermekle korunabileceği; hukuk devleti ilkesinin özünün ise yargı bağımsızlığı olduğu; bunun da ancak güçler ayrılığı ilkesi uyarınca, yürütme ve yasama organlarından bağımsız bir yargıçlar ve savcılar kurulu ile sağlanabileceği temellerine dayandırmıştır.

Komisyonun tespit ve önerileri özetle şunlardır:

HSK'nin 13 üyesinin 8'i yargıç ve savcıdır ancak bunlar, kendi düzeylerindeki meslektaşları tarafından seçilmemektedir. Söz konusu 8 üyenin 4'ünü cumhurbaşkanı atamakta, diğer 4'ünü de öğretim üyesi ile avukat olan 3 üye ile birlikte, cumhurbaşkanını seçen çoğunluğun oluşturduğu TBMM seçmektedir. Adalet bakanı ve bakan yardımcısı da "doğal üye" olarak eklenince HSK üyelerinin tamamının yürütmeye bağlı veya onun etkisi altında olduğu sonucu çıkmaktadır. HSK'de doğal üyeliklere yer verilmemeli, üyelerinin sayısı artırılmalı ve en az yarısı, yargıç ve savcılardan olmalıdır. Yargıç ve savcı üyeler, cumhurbaşkanı veya TBMM tarafından değil, kendi düzeylerindeki meslektaşları tarafından seçilmelidir. Bu üyelerin dağılımında olabildiğince cinsiyet, azınlık ve coğrafi bölge çeşitliliği sağlanmalıdır. Yargıç ve savcı olmayan üye adayları TBMM tarafından seçilmeden önce, barolar ve üniversiteler tarafından ön elemeden geçirilmelidir. Bu adaylardan siyasi bağı görünür olanların HSK üyesi olmaları engellenmelidir. Adalet bakanının, HSK başkanı olarak hâkim ve savcılar hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma yapılmasına veya inceleme ve soruşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin işlemlere olur vermesi, bakan yardımcısının ise yargıç ve savcıların atanma ve nakilleriyle ilgili birinci dairede üye olup oy kullanması, HSK'nin bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı açısından sakıncalıdır.HSK'nin doğal üyeler dışındaki, atanan ve seçilen 11 üyesinin görev süreleriyle ilgili güvenceleri ve işlevleriyle ilgili dokunulmazlıkları bulunmamaktadır. Üyelerin söz konusu güvenceleri ve dokunulmazlıkları sağlanmalı ancak bağımsızlıkları açısından sakıncalı olacağından ikinci kez seçilmeleri olanağı kaldırılmalıdır.Anayasanın 1599. maddesi, yargıçların ve savcıların, HSK müfettişleri eliyle denetlenmesini öngörmektedir. HSK'nin asıl görevi, yargıçların ve savcıların denetlenmesi değil, yargı sisteminin ve yargıçların bağımsızlıklarını korumak olmalıdır. "Denetim" terimi yerine, yargıç ve savcıların kontrol altında tutulabilecekleri biçiminde yorumlanamayacak başka bir terim bulunmalıdır.

Ayrıca maddede yer alan, "hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığı" deyimine dayanarak yargıç ve savcıların görev sürelerine siyasi uygunluk temelinde son verilmesine olanak tanınmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. "İcaba uygun olup olmamak", idare hukuku kapsamında, idarenin kamu yararını sağlamaya yönelik değerlendirmeleriyle ilgili bir kavramdır; yargıçların ve savcıların, icabı hale uygun olup olmadıklarının inceleme konusu yapılması ve haklarında soruşturma açılması hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Ancak görevi kötüye kullanma nedeniyle verilen disiplin cezası -adalete ve hakkaniyete uygun yöntemlerle yürütülen bir disiplin soruşturmasının sonucunda verilmişse- bu kapsamın dışında tutulabilir.