Hamle sırası muhalefette - Kadir Serkan Selçuk

AKP 2002 yılında yalnızca yüzde 34 oyla neredeyse anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde etmesine rağmen son derece temkinli ve ılımlı bir profil çiziyor, demokrasiyi baltalayacak hamlelerden ne kadar uzak olduğunu adeta topluma ispat etmeye çalışıyordu. Hatta kısa bir dönem için de olsa Meclis'teki sandalye sayısı anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa ulaşmış ancak yeterli güce henüz ulaşmadıklarını düşündükleri için yeni anayasa hamlesi 2007 yılına kadar bekletilmişti.

2007 seçimlerinde mağduriyet üzerine kurulan propaganda sonucu yaşanan oy artışıyla güç zehirlenmesinin ilk belirtileri görülmüş ve Tayyip Erdoğan her geçen yıl gerçek yüzünü daha açık gösterir olmuştu.

YENİ ORTAKLIKLAR

2010 referandumunun ardından daha belirgin hale gelen uzlaşmaz ve muhalefeti düşman olarak gören tutum, seçimlerde belirgin bir oy kaybı yaşanmadığı için her yeni dönemde dozu artırılarak sürdürüldü. Artık demokrasiden söz edilmiyor, toplumun kutuplaştırılmasının yaratacağı sorunlar üzerinde durulmuyordu. AKP kendini devletle özdeşleştirdikçe kendisine muhalefet edenler de iktidarın gözünde devlet düşmanı olarak damgalanmaya başlamışlardı.

Ülkeyi adeta felaketin eşiğine getiren bu politika, 2024 yerel seçimleriyle birlikte görünürde tersine döndü. Cumhur İttifakı'nın yaşadığı büyük oy kaybı, artık kutuplaşmayla seçim kazanılamayacağını ve yıllardır ısrarla tekrarlanan yanlış politikaların halkın nezdinde geçersiz kaldığını göstermiş oldu. Tek bir seçim yenilgisi, AKP'yi 2002'deki koşullarına geri döndürmeye yetmişti.

Ortaya çıkan tablo doğal olarak Erdoğan'ı yeni yollar aramaya yöneltti. Artık MHP ile yaptığı ortaklıktan kurtulmak istediği açıkça ortada olan cumhurbaşkanı, Bahçeli'nin sert ve uzlaşmaz tutumunu sürdürmesinin aksine yumuşama politikasına gitti. Bunun ana sebebi ibrenin artık tersine dönmüş olması, diğer bir deyişle muhalefetin yükselişe geçerken, iktidarın uçuruma doğru son sürat yuvarlanıyor olmasıydı. Erdoğan'a göre nispi bir yumuşama bu düşüşü yavaşlatabilir, olası bir erken seçim halinde yaşanacak daha büyük bir kan kaybını önleyebilirdi.