Göklere adanmış bir yaşam - Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş

15 Şubat'ta bu sütunlarda Duran Güldemir, "Yahya Bey Tüneli ve bugüne dersler" başlıklı makalesinde Cumhuriyet döneminin unutulmuş kahramanlarından biri olan Yahya Bey'den söz ediyordu. Karamsarlığın dört bir yanımızı sardığı bugünlerde, Cumhuriyetin yaptığı birçok hamlenin yanı sıra olmazı başaran Yahya Bey gibi kahramanların böylesi başarıları gerçekleştirdiklerini anımsamanın önemini vurguluyordu. Biz de bu yazıda genç Cumhuriyetin kahraman kadın pilotlarından birini, Leman Bozkurt Altınçekiç'i anımsatmak istedik.

ERKEN KAYIPLAR

Ülkesine canla başla hizmet etmiş bir Osmanlı subayı olan Dardanel Mehmet ile Laçin Hanım'ın beş çocuğunun en küçüğü olan Leman Hanım, 1932'de Kars Sarıkamış'ta dünyaya gelir. Baba Dardanel Mehmet, Çanakkale'de doğmuş, neredeyse 12 yıl boyunca cepheden cepheye koşmuş, yiğit ve etkileyici bir asker, annesi Laçin Hanım donanımlı bir kadındır. Erken yaşta çok sevdiği annesini kaybeder. Ortaokul bittikten sonra lise eğitimi için İstanbul'da yaşayan ağabeyi Yahya Kemal'in yanına gider Leman Hanım. İstanbul Atatürk Kız Lisesi Fen Bölümü'nde okurken baba Dardanel Mehmet'in vefat haberi ile bir kez daha sarsılır. Erken yaşta yetim ve öksüz kalan Leman'ın sorumluluğunu büyük kardeşleri üstlenir. 1953'te liseden mezun olduktan sonra girdiği sınavda İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nü kazanır ancak ağabeyinin, bu pahalı eğitimi karşılayamayacağını belirtmesi ile mimarlık eğitimini alamaz.

PANODAKİ İLAN

Başarılı bir öğrenci olması yanında iyi bir sporcu olan Leman zeki, cesur ve üretkendir. Cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil düzenin dünyanın her yerinde zirvede olduğu döneminin çok ilerisinde hayallere sahiptir, uçmak ister. Bir gün okulda gördüğü Türkkuşu'na planörcü arandığını gösteren ilan ile yaşamı değişir. Okul için gerekli olan sağlık raporunu aldıktan sonra Türkkuşu'na başvurur ve Atatürk tarafından, 3 Mayıs 1935'te Ankara'da kurulan Türkkuşu'nun tesislerinde planör eğitimi alarak hayalindeki göklere kavuşur. Ancak gözü daha yükseklerdedir, daha hızlı ve daha yükseğe uçma tutkusu ile adeta Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir" özlü sözünü ilke edinerek kısa bir süre sonra Türkkuşu Motorlu Okulu'na öğretmen adayı olarak katılır.

1953-1954 döneminde öğretmenlik eğitimini tamamlar ve uçmanın asıl zevkini burada tattığını söyler. Uçuş eğitimini; model uçak, planör, paraşüt eğitimi, motorlu ve magister uçuşu ile tamamlar. Uçma hayaliyle birlikte ikinci tutkusu, asker olarak uçmaktır. Ancak 1950'li yıllarda sadece Türkiye'de değil tüm dünyada "Askerlik erkek işidir" algısı ile orduya kadın alınmaması yönünde eğilim vardır. Bu dönemde zorlu bir hak isteme mücadelesi verir ve 1954'te Silahlı Kuvvetler'e kadınların alınması kararı çıkar. Ezberleri bozan, gelecek nesillere örnek olarak yollarını aydınlatacak kadınlardan birisi olarak Leman Hanım, İzmir Hava Harp Okulu'na başvurur ve 1955'te eğitime başlar. Pervaneli uçaklarla eğitimini tamamlayarak 1957'de mezun olur.

ALTIN BRÖVE

Hep daha hızlı ve yüksekten uçmak arzusu, Leman Hanım'ın jet pilotu eğitimini almak üzere 1958'de Eskişehir'deki jet eğitim filosuna katılmasını sağlar. Buradaki eğitimini kısa sürede başarıyla tamamlayarak "Türkiye'nin ilk kadın jet pilotu" unvanı ile "altın bröve"sini alır. Dokuz yıl süreyle F-84 ve T-33 jet uçaklarında uçtuktan sonra Personel plan şube müdürü ve merkez şube müdürü olarak Hava Kuvvetleri'nin karargâh hizmetlerinde çalışır ve kıdemli albay rütbesiyle Hava Kuvvetleri'nden emekli olur. Türkiye'nin ve NATO'nun ilk kadın jet savaş pilotu olmasının yanında uzun yıllar bu unvanı taşıyan tek kadın olarak da dikkat çeker.