Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir. Geçen günlerde yaşanan ve haberlerde yer alan Almanya'dan Türkiye'ye gezmek için gelen dört kişilik ailenin başına gelenler, gıda güvenliği tartışmasını başlattı.

İnsanlık tarihi boyunca gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler daima var olmuştur. Bakteri, virüs, prion, parazit hatta mantar gibi hastalığa neden olan patojenlerle kirlenmiş gıdaların tüketilmesi, gıda kaynaklı hastalıklara ve ölümlere neden olabilmektedir. O nedenle insan olsun, diğer canlılar olsun beslenmeleri için gereksinim duydukları bir besini tüketirken daima saydığımız hastalığa neden olabilecek patojenlerden uzak, güvenli olması gerekir.

Gıda amaçlı yetiştirilen hayvanlar, bir insanın beslenmesinden farklı olarak beslenmeleri için gereksinim duydukları besinleri yem ile temin ederler. Yemin de güvenli olması gerekir. Yem ile alınabilecek herhangi bir patojen veya kimyasal, hayvanın yaşamına son verebildiği gibi insana gıda ile taşınabilir, hastalık yapabilir ve insanın yaşamının sonlanmasına neden olabilir. Bunların olmaması için insanlar için gıda güvenliği, hayvanlar için yem güvenliği önemlidir.

GÜVENLİ GIDA İİN İŞBİRLİĞİ

Halk sağlığının kritik bir bileşeni olan gıda güvenliği, potansiyel sağlık sorunu ve tehlikelerden kaçınmak için uyulması gereken bir dizi kuralları içerir. Kadim uygulamalar, günümüz modern düzenleyici kurallara gelinceye kadar önemli ölçüde evrimleşmiştir. Fakat tüm bu evrimleşmeye rağmen, insanlara "güvenli" gıda sunulabilmesi amacıyla harcanan büyük çabalara rağmen, pek çok bilinen gıda patojeni ve aynı şekilde yeni ortaya çıkan patojenlerle her yıl çok sayıda gıda kaynaklı hastalık oluşmaktadır. Bu nedenle gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler, küresel çapta önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), güvenli olmayan gıdaların her yıl dünya çapında yaklaşık 600 milyon insanın hastalanmasına ve 420 bin insanın ise ölümüne neden olduğu, bu rakamın yüzde 30'unu 5 yaş altı çocuk ölümlerinin oluşturduğu ve en büyük yükün 5-6 yaş grubu çocuklar ve düşük gelirli nüfus arasında olduğunu belirtmektedir.

Yurtdışında yayımlanan bilimsel makale ve raporlarda gıda üretim zinciri boyunca patojenlerin bulaşmasında hayvanların önemli bir role sahip olduğu, bunun sonucunda gıdanın birçok zoonotik patojen için önemli bir taşıyıcı olduğu, gıda kaynaklı tehlikelerin büyük bir çoğunluğunun hayvanlardan veya bozulan çevre şartlarından kaynaklandığı, bu nedenle gıda güvenliğinin sağlanması; veterinerlik, çevre yönetimi, tarım ve halk sağlığını– veteriner halk sağlığını kapsayan koordineli iş birliğini ve takım çalışmasını gerektirdiği, bu işbirliği ve takım çalışmasının "Tek Sağlık" çatısı altında gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır.

VETERİNER HİZMETLERİNİN TAHRİBİ

Türkiye'de veteriner hizmetlerine gereken önem verilmiyor. Veteriner hekimlere 25 Haziran 1937 tarih ve 3640 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 3243 sayılı kanun ile yürürlüğe Uluslararası Cenevre Anlaşması ile AB'nin ilgili tüzük ve yönergeler ile verilen görev ve yetkiler törpülenmiş, bazı çevrelerce "Veteriner hekimin gıdada ne işi var gitsin, hayvan tedavi etsin" serzenişlerini dikkate alınmıştır. Bunun sonucunda yasal düzenlemeler yapılarak veteriner hekimlerin hayvansal gıdalara ilişkin yapacakları denetimler kısıtlanmış ve işlemler zoonotik patojen konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan farklı meslek mensuplarına yaptırılmaya çalışılmıştır.

Sonuç olarak, ülkemizde hayvansal gıda kaynaklı gıda güvenliği sorunlarının yaşanmasına neden olunmaktadır. Bunun en çarpıcı örneği, 1985'te Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü'nün ortadan kaldırılarak yerine hibrit "Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü"nün kurulması; kapatılan "Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü"nün tüm hizmetlerinin bu genel müdürlüğün içine sığdırılması, daha sonra "Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü"nün "Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü"ne evrilmesi, bu genel müdürlüğün içinde de tutulmayıp "Hayvancılık Genel Müdürlüğü" içine hapsedilmesidir. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde veteriner hizmetleri bu şekilde tahrip edilmemiştir.