AKP bir süredir güzel yurdumuz için "yeni Türkiye" diye bir söylemi sürdürüyor. Bu dönemde yapılanları sanki başarı imiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu dönemde olanları başarı diye adlandırmak oldukça zordur. Ülkemiz ekonomide hiç görülmedik güçlüklerle karşılaşmaktadır. Orta sınıf kalmamıştır. oğunluk açlıkla savaşmaktadır.
Anayasamıza göre laik ve sosyal bir hukuk devleti olması gereken ülkemizde laiklik artık kâğıt üzerinde kalmıştır. Okullarımız tarikatlara teslim edilmiştir. "Şeriat isteriz" diyenler korkusuzca seslerini yükseltebiliyorlar ve yönetimden destek görüyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı kadınların giysileri için "ayar vermeye" çalışırken bir yandan da şeriat hukuku gereği kadınların mirastan yarı pay almalarını öneriyor. Hukuk devleti büyük yara almıştır. Bu durumda "yeni Türkiye" diye övünülecek hiçbir şey yoktur.
İKTİDARIN 'YENİ TÜRKİYE'Sİ27 Mayıs 1960'tan sonra oluşturulan 1961 Anayasası hukuk devletini ve özgürlükleri öne çıkaran ilerici bir anayasaydı. Gerici yönetimler tarafından bu çağdaş anayasa "Bize bol geliyor" denerek tırpanlanmıştır. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutucu ve bireyin haklarını değil, devletin haklarını öne çıkaran ve çok kez değiştirilen 1982 Anayasası oluşturulmuştur.
AKP'nin "yeni Türkiye" diye öne çıkardığı ve 23 yılda adım adım gerçekleştirdiği düzen övünülecek değil, hem hukukta ve hem de ekonomide üzüntü duyulacak bir düzendir. Bu ülke geçmişte insanların adalete, hukuka ve devlete güven duyduğu dönemleri yaşadı. Günümüzde ise hiç kimsenin hukuk güvenliği kalmamıştır.
1961 Anayasası ile önce bağımsız yargı oluşturulmuş, herkesin hukuka ve adalete güveni sağlanmıştı. Herkesin güvendiği bir Yargıtay, bir Danıştay vardı. Kararlarına uyulan bir AYM vardı. Günümüzde ise yargı iktidarın baskı aracı haline gelmiştir.
Geçmişte hiç kimse hüküm verilmeden tutuklanıp cezaevine konulmuyordu. Bugün yönetime karşı olan herkes her an tutuklanabilir. Geçmişte demokrasilerde olmazsa olmaz olan güçler ayrılığı vardı. Bugün artık ülkemizde güçler ayrılığı yoktur ve tüm güçler bir elde toplanmıştır. Geçmişte üniversiteler özerkti. Şimdi ise rektörleri cumhurbaşkanı atamakta ve böylece tüm üniversiteler yönetime bağlı olmaktadır. Yargıya ve yargı kurumlarının kararlarına duyulan güven en aza inmiştir. Büyük adalet sarayları yapılmıştır ama içerisinde adalet yoktur.
ALTÜST OLAN DEĞERLERTek suçları AKP'ye karşı seçim kazanmak olan belediye başkanları günlerce gözaltında tutulup ağır hastalıklarına karşın tutuklanıyorlar. Düşman ceza hukukundan söz ediliyor, ancak düşman ceza hukukunun da bir kuralı, bir onuru vardır. Bu yapılanlar düşman ceza hukukunu aşmaktadır. Yapılanlar bir zulümdür. Karşı görüştekilere zulüm yapılırken "sahte diploma" gerçeği ortaya çıktı. Parayı veren sahte diplomayı almış! Sahte diploma alanlar önemli görevlere getirilmişler.
Yeni Türkiye dediklerinde tam bir ahlaki çöküş yaşanıyor. Belediye başkanlarını yargı sopası ile tehdit ederek partiye almak gibi siyasal ahlaksızlık geçmişte hiç yaşanmamıştı. Bu duruma 18 Ağustos gecesi Aydınlılar gerekli yanıtı verdiler. İktidarın öç alma duygusu hiç bitmiyor. CHP'lilere sürekli gözaltı ve tutuklamalar yapılıyor. Türkiye böyle bir dönemi hiç yaşamamıştır.